Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 14 Mayıs mesajı
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan seçim tarihine ilişkin olarak, "Biz de 'Artık hiçbir şey eskisi olmayacak' diyerek hükumete gelmiştik. Şimdi de 'Söz de karar da gelecek de milletindir' diyerek milletin desteğine talibiz. Milletimiz 73 yıl sonra aynı gün altılı masaya yanıtını verecek. Vesayet heveslilerine rağmen 'Türkiye Yüzyılı'nı başlatacağız" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na Arifiye, DEVA Partisi lideri Ali Babacan'a Baykar ve Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu'na Şehir Üniversitesi konusunda sert ifadeler kullandı
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
"İkinci haftasını geride bıraktığımız 2023 bizim için herhangi bir yılbaşı değildir. Biz hayallerini, 2023 menziline göre belirlemiş bir hükümetiz. Ülkemizi ulaştırmak istediğimiz hedeflere büyük ölçüde kavuştuk.
Ülkemizin son 10 yıldır maruz kaldığı saldırılar ve küresel krizler bazı alanlarda gecikmeye neden olsa da bu hedeflerimize halel getirecek değildir. 2023 Türkiye Yüzyılı'nın başlangıcıdır.
Önümüzdeki aylarda yaşanacak seçimi önemli kılan budur. Hiçbir seçim kolay olmadı. Büyük bir mücadeleyle, azimle hazırlandık, girdik. Her seçimden de zaferle çıkmayı başardık.
"TÜRKİYE YÜZYILI'NIN İNŞASI İÇİN ÇALIŞIYORUZ"
Bu seçimi farklı kılan nedir? 2002 seçimlerine siyasete yeni bir ses getirerek adım atmıştık. 2007 seçimlerine vesayetin ahlak dışı oyunlarıyla uğraşarak girmiştik. 2011 seçimlerine 2023 hedefleri sözü vererek girmiştik. 2015 seçimlerini FETÖ, PKK, DEAŞ saldırıları altında yaşamıştık. 2018 seçimlerini yeni yönetim sisteminin getirdiği tereddütleri göğüsleyerek geçirmiştik. 2023 seçimlerini ise dünyadaki krizlerin etkileriyle mücadele ederek girdik. Ucube ittifakın hezeyanlarıyla uğraşarak, milletimize verdiğimiz sözleri yetiştirmenin telaşını yaşayarak, 20 yılda kurduğumuz demokrasi ve kalkınma üzerine Türkiye Yüzyılı'nı inşası için hazırlanıyoruz.
Türkiye öyle bir yol ayrımında ki böyle fırsatlar asırda bir gelir. Krizler dünyada köklü değişikliklerin başlamasına yol açtı. Türkiye sahip olduğu güçlü eser ve hizmet altyapısı sayesinde küresel sarsıntıları dayanak haline dönüştürebiliyor.
"ENFLASYONUN DÜŞTÜĞÜNÜ GÖRECEKSİNİZ"
Sıkıntılarımız elbette var, bunlar üstesinden gelinemeyecek hususlar değildir. En büyük sorun enflasyondu o da düşüşe geçti. 2022'de yüzde 64 ile kapattığımız enflasyonun yüzde 40'lara, yüzde 30'lara düştüğünü göreceğiz. Enflasyona sebep olan tuzakları bozduk, tedbirleri aldık, mekanizmaları oluşturduk. Herkes Türkiye'nin enflasyon-kur-faiz şer üçgeniyle teslim alınamayacağını gördü.
Asgari ücrette artışı, EYT'yi, sözleşmeli kadro meselelerini çözdük, sosyal yardımları genişlettik, konut kampanyaları düzenledik, üreten herkesi destekledik. İstihdamı 31,6 milyonla tarihimizin en yüksek seviyesine çıkardık.
Ziyaret ettiğimiz illerde ve programlarda insanımızın gözündeki samimiyeti, umudu yaşayarak müşahede ediyoruz.
"SÖZ DE KARAR DA GELECEK DE MİLLETİNDİR
Siyasetin günlük hercü merci içinde insanların söyledikleri sözler elbette önemlidir. Ancak aynı insanların sandık başında nelere bakacaklarıdır. Rahmetli Menderes 14 Mayıs'ta 'Yeter söz milletin' diyerek sandıktan ezici bir zaferle çıkmıştır. Aynı şekilde Rahmetli Özal, darbenin gölgesinde girdiği seçimde önemli bir başarı kazanmıştır.
Biz de 'Artık hiçbir şey eskisi olmayacak' diyerek hükümete gelmiştik. Şimdi de 'Söz de karar da gelecek de milletindir' diyerek milletin desteğine talibiz. Milletimiz 73 yıl sonra aynı gün altılı masaya yanıtını verecek. Vesayet heveslilerine rağmen Türkiye Yüzyılı'nı başlatacağız.
Milletimiz aynı gün, bu darbe şakşakçılarına 'yeter' diyecektir. Bir nevi ipi 10 ayrı kişinin elinde kukla bir Cumhurbaşkanı ile ülkeyi idare etmek istiyorlar. Cumhurbaşkanı fiilen altılı masanın emir eri gibi davranacak.
ALTILI MASAYA: BAŞARAMAYACAKSINIZ
Karşımızda ibretlik bir tablo var. İşin özünde eskilere giden bir hesaplaşma yatıyor. Cumhuriyet'in iki asrı boyunca Türkiye'yi kendi çıkarlarının yörüngesinde tutabilmek için her yolu denediler. Şimdi umutlarını 2023 seçimlerine bağlamış görünüyorlar.
Şimdi Meclis'ten meydan okuyorum; ne yaparsanız yapın yine başaramayacaksınız.
Benim milletim artık tüm oyunlarınızı çözdü. Sizin de numaralarınızı da etki elemanlarınızı da anında tanıyor. Aksi olsaydı 2007'de bize Cumhurbaşkanı seçtirmek istemediğinizde başarılı olurdunuz. Aksi olaydı gazete kupürleri üzerinden partimizi kapatmaya çalıştığınızda başarılı olurdunuz.
Bakın bu ülkenin Cumhurbaşkanı, bakın Türkiye'nin en büyük partisinin başı olarak karşınızdayım. Gündemi 2023 hedefleri, Türkiye Yüzyılı olan bir lider olarak karşınızdayız.
2023 seçimlerinden sonra da Türkiye Yüzyılı mimarı olarak milletimin görevlendirmesiyle yine karşınızda olacağız. Biz, kimsenin inayetiyle değil, Allah'ın yardımıyla, milletimizin desteğiyle ayağa kalktık bugünlere geldik, yarınlara yürüyoruz.
Biz gerektiğinde yedi düveli karşımıza alma pahasına milletimize hizmet ediyoruz. Ebede talip olan bir davanın mensupları olarak, bu davayı tümsekte bırakmamaya yeminliyiz. En büyük sorumluluk da sizlere düşüyor. 2023 seçim zaferini omuzlayacak kadro olarak, isimlerinizi tarihimizin sayfalarına yazdırmaya davet ediyorum.
Karşımızdaki tabloya bakarak gülsek mi ağlasak mı bilemiyoruz. Dünya küresel krizi konuşuyor bunlar masa krizini konuşuyor. Milletimiz ülkesinin bu kaostan en az zararla nasıl çıkacağının işaretini bekliyor. Biz yaptıklarımızla ve vizyonumuzla milletimizi hayallerine kavuşturmanın peşindeyiz. Bu altı başlı hilkat garibesinin milletimizin tepesine çökmeleri dışında başka vizyonu yoktur. Bu çarpık zihniyet farklı tezahürleriyle hep vardı.
KILIÇDAROĞLU, BABACAN ve DAVUTOĞLU'NA TEPKİ
Biz köprü, yol, havalimanı, baraj, fabrika inşa eden, petrol, doğalgaz ararken yatırımcılara 'gelmeyin' çağrısı yapanları iyi hatırlıyoruz. İnsan bir ülkenin ordusu, komutanları, savunma sanayi şirketleri kimler tarafından hedef alınır diye düşünmeden edemiyor. Bir ülkenin ordusuna ve savunma sanayine ancak kendisine tehdit olarak görenler saldırır. Yunanistan'ın feveranlarını yersiz bulmakla birlikte anlayabiliyoruz. PKK'nın feryatlarının sebebi yerindedir. Anlamakta zorlandığımız husus bu ülkenin bir partisinin, parti liderinin ordumuz ve savunma sanayine karşı sergilediği hazımsızlıktır. Bu işte bir terslik var demekten kendimizi alamıyoruz.
Bu habis zihniyetin son eseri, küresel bir marka haline dönüşen Baykar şirketi oldu. Baykar'ın nezdinde tüm şirketleri, ürünleri ve başarılarıyla savunma sanayimiz hedef alınıyor. Bizimle olan akrabalık ilişkisi üzerinden Baykar'ı hırpalayabileceklerini düşünüyorlar. Bu alçak saldırıya hak ettiği cevabı vermek sorumluluğumuzun gereğidir.
Ülkemizde Milli Mücadele'nin de etkisiyle başlayan bir savunma sanayi hamlesi var. 2022 ve şu anda bu kardeşiniz Başbakanlık makamını da Cumhurbaşkanlığı makamını da milletimin lütfuyla gördü. Öyle bir yerden öyle bir yere geldik ki doğru dürüst helikopterimiz yoktu. Berlusconi ile yaptığımız görüşme ile Atak helikopterlerini hallettik. Şu anda Atak helikopterleri Türkiye'nin kendi ürünü olarak üretiliyor. Buna da birileri çelme takmaya çalışıyor. Şimdi biz Gökbey helikopterini üretmenin adımlarını atıyoruz. Bunlarla beraber biz bu İHA'ya, SİHA'ya, Akıncı'ya bu kızılötesi adımı nasıl attık... O dönem oğul Bush'a gittik. 'Hani siz İHA verecektiniz, hala vermediniz' dedik. O ziyaretimde bunlardan aldık. Bize iki günlüğüne verdiler. Bu ziyaretimin ardından Özdemir Bey hemen çocuklarıyla bu adımı attı. Süratle İHA'yı ürettiler. Ardından SİHA'yı da ürettiler. çocuklar Akıncı'yı üretti. İş bitmedi savaş uçağı noktasında çalışmalarını sürdürüyorlar.
Bunlarla beraber olay sadece savaş aracı değil. Bunun ürünlerini de üreteceksin. Harp araç, gerek, mühimmatın olması lazım. Ülkemiz bu mühimmatı da üretmeye başladı. Bu muhalefetle çok uğraştığımız için adım atmakta zorlanıyoruz.
KILIÇDAROĞLU'NA: HUKUKİ SÜREÇ İŞLİYOR
En son Arifiye'deki olay. Arifiye'deki olaydan hemen sonra, Fırtına Obüsleri'nin teslim törenine gittik. Savunma Bakanımız, kuvvet komutanlarımızla... Muhalefetin başındaki adam, 'Siz siyasetçi değilsiniz' diyor. Neyi, neden alkışlıyorlar. Alkışladıkları şey Fırtına Obüsleri'nin teslim töreni. Konuşan kim, Başkomutan konuşuyor. Sen Savunma Bakanımıza ne kuvvet komutanlarımıza hakaret edecek çapta değilsin, haddini bil. Bu cibilliyet meselesi. Bu noktada karakter zaafı olan bir insan olarak kalkıp bizim şanlı ordumuzun komutanlarına saldırmak herkesin karı değil. Bunlarla ilgili hukuki boyutu devam ediyor.
BABACAN'A: DEMEK Kİ BENDEN BİR ŞEY ALAMADI
Biz yerli ve milli projelere destek verdikçe, kendi siyasi ve ekonomik programlarımızı uyguladıkça parasıyla savunma sanayi ürünü vermemeye başladılar. Bayraktar İHA'ları yetiştiremiyor. Aynı şekilde mühimmat yetiştiremiyorlar. Türkiye artık büyüdükçe, güçlendikçe birileri rahatsız oluyor. Onlar rahatsız oldukça yolumuza devam ediyoruz.
Bu ahlaksız çıkmış, geleceklermiş de hesabını soracaklarmış. Rekabetin oluşması lazımmış. Sen git çocuk bezi satmaya devam et, senin işin değil bu. 15 sene yanımda bulundu ama demek ki benden bir şey alamadı.
DAVUTOĞLU'NA ÜNİVERSİTE TEPKİSİ: KALK ANLAT
Yanında bir tanesi daha var o da öyle. Bizden üniversite istediler, vakıflarına üniversite tahsisi yaptım. Kendisi ne zaman Başbakanlık koltuğuna oturdu, o tahsis yapılan yeri bilabedel vakfına mülk edindi. Türkiye'de başka örneği yok. Kalk bunu milletimize anlat.
Devlet Bey ona 'Serok Ahmet' diyor, bu tür işler yapıyor. Helalinden en yaptı? Kurduğunuz üniversiteyle başarı grafiğiniz ne, yok. Biz de bu üniversiteyi, yolsuzlukları nedeniyle aldık, devletimize mal ettik. Şimdi Şehir Üniversitesi, Marmara Üniversitesi'nin mülkü olarak devam ediyor. Biz bu millete yakışır eserler inşa ediyoruz, sen de ne yaptın bunu söyle bakalım. Bunlardan bir şey olmaz.
SİHA'larımız, İHA'larımız inleri darmadağın etti, nice teröristleri yok ettiler. Biz pek çok savunma sanayi projemizde firmalarımızın ar-ge çalışmalarına destek veriyoruz. 50 firma devletten proje bazlı destek alıyor. Devletten nakit desteği almadan çalışmalarını sürdüren 4 firma var, birisi Baykar'dır.
Lafı da sahibini de milletimizin vicdanına havale etmek en doğrusu olur. Altılı masa adına birilerinin karanlık mahfillerde yürüttükleri pazarlıklarda, önemli projeleri durduracakları, yapılanları yıkacakları sözü verdiği anlaşılıyor. Milletimiz bunlara iktidar yüzünü göstermez. Böyle kirli pazarlığa girilmesi faciadır.
Ülkemizin büyük projelerini yürüten isim ve firmaların yıllarca nasıl hedef olduğunu hatırladık. Nice yatırımları akim bırakmak için her yolu denediler. Yatrıım, üretim, turizm, çevre yönleriyle yaptğı katkılarla İstanbul Havalimanı'nın 80 milyar dolar, Osmangazi Köprsü'nün 10 milyar dolar, Yavuz Sultan SElim Köprüsü'nün 5 milyar dolar katkısı oldu.
Karadeniz'deki doğalgazın değeri 1 trilyon doları buluyor. Pazar günü Kağıthane-İstanbul Havalimanı metrosunu da açıyoruz. Nişan alıp hedef ettikleri asıl hedef Türk milletidir. Bunlar milletimizi tanımıyor. Milletimiz namusunu kimseye laf söyletmeden yoluna devam eder. Milletimiz projelerine, eserlerine, hizmetlerine dokunacak adamı doğduğuna pişman eder. Bizim ah ettiğimiz husus ise bunları adam yerine koyup görev vermemizdir. Hatayı kabul etmek de erdemdir. Biz dersimizi çıkardık, milletimizden helallik bekliyoruz.
AKŞENER'E BAŞÖRTÜSÜ YANITI
Altılı masadaki hanımefendi, bizim başörtüsü konusunu istismar ettiğimizden bahsediyor. Hanımefendi, Erdoğan ve arkadaşlarının istismarcı olup olmayacağını milletim gayet iyi bilir. Dürüstsen, haysiyet sahibiysen... Bay Kemal'den farkın yok. Saraçhane'de verdiğin görüntüyle hangi istikamette gittiğini ortaya koyuyorsun.
AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu işin gerçeğini yapıyoruz. Biz şu anda yola çıktık, milletimize de aile olayını, başörtüsü konusunu anlatacağız. Bu konuda sizinle bu işin mukayesini yapacak konumda değiliz.
Sizin birlikte yürüdükleriniz bu ülkede başörtülü milletvekilini 'Meclis'ten atın' diyecek kadar sınırsız tiplerdir. Siz onlarla yürüyorsunuz. Bu işin istismarıyla yargılamak istiyorsunuz. Varsa projeniz bize gönderirsiniz, ona göre çalışır adım atarız. Aile bizim kutsalımızdır.
Siz ortağınızla birlikte LGBT'cilerle yürüyebilirsiniz, bizim onlarla da işimiz yok. Çünkü aile kurumumuzu çok sağlam zemine oturmanın adresi AK Parti'dir, Cumhur İttifakı'dır.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan seçim tarihine ilişkin olarak, "Biz de 'Artık hiçbir şey eskisi olmayacak' diyerek hükumete gelmiştik. Şimdi de 'Söz de karar da gelecek de milletindir' diyerek milletin desteğine talibiz. Milletimiz 73 yıl sonra aynı gün altılı masaya yanıtını verecek. Vesayet heveslilerine rağmen 'Türkiye Yüzyılı'nı başlatacağız" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na Arifiye, DEVA Partisi lideri Ali Babacan'a Baykar ve Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu'na Şehir Üniversitesi konusunda sert ifadeler kullandı
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
"İkinci haftasını geride bıraktığımız 2023 bizim için herhangi bir yılbaşı değildir. Biz hayallerini, 2023 menziline göre belirlemiş bir hükümetiz. Ülkemizi ulaştırmak istediğimiz hedeflere büyük ölçüde kavuştuk.
Ülkemizin son 10 yıldır maruz kaldığı saldırılar ve küresel krizler bazı alanlarda gecikmeye neden olsa da bu hedeflerimize halel getirecek değildir. 2023 Türkiye Yüzyılı'nın başlangıcıdır.
Önümüzdeki aylarda yaşanacak seçimi önemli kılan budur. Hiçbir seçim kolay olmadı. Büyük bir mücadeleyle, azimle hazırlandık, girdik. Her seçimden de zaferle çıkmayı başardık.
"TÜRKİYE YÜZYILI'NIN İNŞASI İÇİN ÇALIŞIYORUZ"
Bu seçimi farklı kılan nedir? 2002 seçimlerine siyasete yeni bir ses getirerek adım atmıştık. 2007 seçimlerine vesayetin ahlak dışı oyunlarıyla uğraşarak girmiştik. 2011 seçimlerine 2023 hedefleri sözü vererek girmiştik. 2015 seçimlerini FETÖ, PKK, DEAŞ saldırıları altında yaşamıştık. 2018 seçimlerini yeni yönetim sisteminin getirdiği tereddütleri göğüsleyerek geçirmiştik. 2023 seçimlerini ise dünyadaki krizlerin etkileriyle mücadele ederek girdik. Ucube ittifakın hezeyanlarıyla uğraşarak, milletimize verdiğimiz sözleri yetiştirmenin telaşını yaşayarak, 20 yılda kurduğumuz demokrasi ve kalkınma üzerine Türkiye Yüzyılı'nı inşası için hazırlanıyoruz.
Türkiye öyle bir yol ayrımında ki böyle fırsatlar asırda bir gelir. Krizler dünyada köklü değişikliklerin başlamasına yol açtı. Türkiye sahip olduğu güçlü eser ve hizmet altyapısı sayesinde küresel sarsıntıları dayanak haline dönüştürebiliyor.
"ENFLASYONUN DÜŞTÜĞÜNÜ GÖRECEKSİNİZ"
Sıkıntılarımız elbette var, bunlar üstesinden gelinemeyecek hususlar değildir. En büyük sorun enflasyondu o da düşüşe geçti. 2022'de yüzde 64 ile kapattığımız enflasyonun yüzde 40'lara, yüzde 30'lara düştüğünü göreceğiz. Enflasyona sebep olan tuzakları bozduk, tedbirleri aldık, mekanizmaları oluşturduk. Herkes Türkiye'nin enflasyon-kur-faiz şer üçgeniyle teslim alınamayacağını gördü.
Asgari ücrette artışı, EYT'yi, sözleşmeli kadro meselelerini çözdük, sosyal yardımları genişlettik, konut kampanyaları düzenledik, üreten herkesi destekledik. İstihdamı 31,6 milyonla tarihimizin en yüksek seviyesine çıkardık.
Ziyaret ettiğimiz illerde ve programlarda insanımızın gözündeki samimiyeti, umudu yaşayarak müşahede ediyoruz.
"SÖZ DE KARAR DA GELECEK DE MİLLETİNDİR
Siyasetin günlük hercü merci içinde insanların söyledikleri sözler elbette önemlidir. Ancak aynı insanların sandık başında nelere bakacaklarıdır. Rahmetli Menderes 14 Mayıs'ta 'Yeter söz milletin' diyerek sandıktan ezici bir zaferle çıkmıştır. Aynı şekilde Rahmetli Özal, darbenin gölgesinde girdiği seçimde önemli bir başarı kazanmıştır.
Biz de 'Artık hiçbir şey eskisi olmayacak' diyerek hükümete gelmiştik. Şimdi de 'Söz de karar da gelecek de milletindir' diyerek milletin desteğine talibiz. Milletimiz 73 yıl sonra aynı gün altılı masaya yanıtını verecek. Vesayet heveslilerine rağmen Türkiye Yüzyılı'nı başlatacağız.
Milletimiz aynı gün, bu darbe şakşakçılarına 'yeter' diyecektir. Bir nevi ipi 10 ayrı kişinin elinde kukla bir Cumhurbaşkanı ile ülkeyi idare etmek istiyorlar. Cumhurbaşkanı fiilen altılı masanın emir eri gibi davranacak.
ALTILI MASAYA: BAŞARAMAYACAKSINIZ
Karşımızda ibretlik bir tablo var. İşin özünde eskilere giden bir hesaplaşma yatıyor. Cumhuriyet'in iki asrı boyunca Türkiye'yi kendi çıkarlarının yörüngesinde tutabilmek için her yolu denediler. Şimdi umutlarını 2023 seçimlerine bağlamış görünüyorlar.
Şimdi Meclis'ten meydan okuyorum; ne yaparsanız yapın yine başaramayacaksınız.
Benim milletim artık tüm oyunlarınızı çözdü. Sizin de numaralarınızı da etki elemanlarınızı da anında tanıyor. Aksi olsaydı 2007'de bize Cumhurbaşkanı seçtirmek istemediğinizde başarılı olurdunuz. Aksi olaydı gazete kupürleri üzerinden partimizi kapatmaya çalıştığınızda başarılı olurdunuz.
Bakın bu ülkenin Cumhurbaşkanı, bakın Türkiye'nin en büyük partisinin başı olarak karşınızdayım. Gündemi 2023 hedefleri, Türkiye Yüzyılı olan bir lider olarak karşınızdayız.
2023 seçimlerinden sonra da Türkiye Yüzyılı mimarı olarak milletimin görevlendirmesiyle yine karşınızda olacağız. Biz, kimsenin inayetiyle değil, Allah'ın yardımıyla, milletimizin desteğiyle ayağa kalktık bugünlere geldik, yarınlara yürüyoruz.
Biz gerektiğinde yedi düveli karşımıza alma pahasına milletimize hizmet ediyoruz. Ebede talip olan bir davanın mensupları olarak, bu davayı tümsekte bırakmamaya yeminliyiz. En büyük sorumluluk da sizlere düşüyor. 2023 seçim zaferini omuzlayacak kadro olarak, isimlerinizi tarihimizin sayfalarına yazdırmaya davet ediyorum.
Karşımızdaki tabloya bakarak gülsek mi ağlasak mı bilemiyoruz. Dünya küresel krizi konuşuyor bunlar masa krizini konuşuyor. Milletimiz ülkesinin bu kaostan en az zararla nasıl çıkacağının işaretini bekliyor. Biz yaptıklarımızla ve vizyonumuzla milletimizi hayallerine kavuşturmanın peşindeyiz. Bu altı başlı hilkat garibesinin milletimizin tepesine çökmeleri dışında başka vizyonu yoktur. Bu çarpık zihniyet farklı tezahürleriyle hep vardı.
KILIÇDAROĞLU, BABACAN ve DAVUTOĞLU'NA TEPKİ
Biz köprü, yol, havalimanı, baraj, fabrika inşa eden, petrol, doğalgaz ararken yatırımcılara 'gelmeyin' çağrısı yapanları iyi hatırlıyoruz. İnsan bir ülkenin ordusu, komutanları, savunma sanayi şirketleri kimler tarafından hedef alınır diye düşünmeden edemiyor. Bir ülkenin ordusuna ve savunma sanayine ancak kendisine tehdit olarak görenler saldırır. Yunanistan'ın feveranlarını yersiz bulmakla birlikte anlayabiliyoruz. PKK'nın feryatlarının sebebi yerindedir. Anlamakta zorlandığımız husus bu ülkenin bir partisinin, parti liderinin ordumuz ve savunma sanayine karşı sergilediği hazımsızlıktır. Bu işte bir terslik var demekten kendimizi alamıyoruz.
Bu habis zihniyetin son eseri, küresel bir marka haline dönüşen Baykar şirketi oldu. Baykar'ın nezdinde tüm şirketleri, ürünleri ve başarılarıyla savunma sanayimiz hedef alınıyor. Bizimle olan akrabalık ilişkisi üzerinden Baykar'ı hırpalayabileceklerini düşünüyorlar. Bu alçak saldırıya hak ettiği cevabı vermek sorumluluğumuzun gereğidir.
Ülkemizde Milli Mücadele'nin de etkisiyle başlayan bir savunma sanayi hamlesi var. 2022 ve şu anda bu kardeşiniz Başbakanlık makamını da Cumhurbaşkanlığı makamını da milletimin lütfuyla gördü. Öyle bir yerden öyle bir yere geldik ki doğru dürüst helikopterimiz yoktu. Berlusconi ile yaptığımız görüşme ile Atak helikopterlerini hallettik. Şu anda Atak helikopterleri Türkiye'nin kendi ürünü olarak üretiliyor. Buna da birileri çelme takmaya çalışıyor. Şimdi biz Gökbey helikopterini üretmenin adımlarını atıyoruz. Bunlarla beraber biz bu İHA'ya, SİHA'ya, Akıncı'ya bu kızılötesi adımı nasıl attık... O dönem oğul Bush'a gittik. 'Hani siz İHA verecektiniz, hala vermediniz' dedik. O ziyaretimde bunlardan aldık. Bize iki günlüğüne verdiler. Bu ziyaretimin ardından Özdemir Bey hemen çocuklarıyla bu adımı attı. Süratle İHA'yı ürettiler. Ardından SİHA'yı da ürettiler. çocuklar Akıncı'yı üretti. İş bitmedi savaş uçağı noktasında çalışmalarını sürdürüyorlar.
Bunlarla beraber olay sadece savaş aracı değil. Bunun ürünlerini de üreteceksin. Harp araç, gerek, mühimmatın olması lazım. Ülkemiz bu mühimmatı da üretmeye başladı. Bu muhalefetle çok uğraştığımız için adım atmakta zorlanıyoruz.
KILIÇDAROĞLU'NA: HUKUKİ SÜREÇ İŞLİYOR
En son Arifiye'deki olay. Arifiye'deki olaydan hemen sonra, Fırtına Obüsleri'nin teslim törenine gittik. Savunma Bakanımız, kuvvet komutanlarımızla... Muhalefetin başındaki adam, 'Siz siyasetçi değilsiniz' diyor. Neyi, neden alkışlıyorlar. Alkışladıkları şey Fırtına Obüsleri'nin teslim töreni. Konuşan kim, Başkomutan konuşuyor. Sen Savunma Bakanımıza ne kuvvet komutanlarımıza hakaret edecek çapta değilsin, haddini bil. Bu cibilliyet meselesi. Bu noktada karakter zaafı olan bir insan olarak kalkıp bizim şanlı ordumuzun komutanlarına saldırmak herkesin karı değil. Bunlarla ilgili hukuki boyutu devam ediyor.
BABACAN'A: DEMEK Kİ BENDEN BİR ŞEY ALAMADI
Biz yerli ve milli projelere destek verdikçe, kendi siyasi ve ekonomik programlarımızı uyguladıkça parasıyla savunma sanayi ürünü vermemeye başladılar. Bayraktar İHA'ları yetiştiremiyor. Aynı şekilde mühimmat yetiştiremiyorlar. Türkiye artık büyüdükçe, güçlendikçe birileri rahatsız oluyor. Onlar rahatsız oldukça yolumuza devam ediyoruz.
Bu ahlaksız çıkmış, geleceklermiş de hesabını soracaklarmış. Rekabetin oluşması lazımmış. Sen git çocuk bezi satmaya devam et, senin işin değil bu. 15 sene yanımda bulundu ama demek ki benden bir şey alamadı.
DAVUTOĞLU'NA ÜNİVERSİTE TEPKİSİ: KALK ANLAT
Yanında bir tanesi daha var o da öyle. Bizden üniversite istediler, vakıflarına üniversite tahsisi yaptım. Kendisi ne zaman Başbakanlık koltuğuna oturdu, o tahsis yapılan yeri bilabedel vakfına mülk edindi. Türkiye'de başka örneği yok. Kalk bunu milletimize anlat.
Devlet Bey ona 'Serok Ahmet' diyor, bu tür işler yapıyor. Helalinden en yaptı? Kurduğunuz üniversiteyle başarı grafiğiniz ne, yok. Biz de bu üniversiteyi, yolsuzlukları nedeniyle aldık, devletimize mal ettik. Şimdi Şehir Üniversitesi, Marmara Üniversitesi'nin mülkü olarak devam ediyor. Biz bu millete yakışır eserler inşa ediyoruz, sen de ne yaptın bunu söyle bakalım. Bunlardan bir şey olmaz.
SİHA'larımız, İHA'larımız inleri darmadağın etti, nice teröristleri yok ettiler. Biz pek çok savunma sanayi projemizde firmalarımızın ar-ge çalışmalarına destek veriyoruz. 50 firma devletten proje bazlı destek alıyor. Devletten nakit desteği almadan çalışmalarını sürdüren 4 firma var, birisi Baykar'dır.
Lafı da sahibini de milletimizin vicdanına havale etmek en doğrusu olur. Altılı masa adına birilerinin karanlık mahfillerde yürüttükleri pazarlıklarda, önemli projeleri durduracakları, yapılanları yıkacakları sözü verdiği anlaşılıyor. Milletimiz bunlara iktidar yüzünü göstermez. Böyle kirli pazarlığa girilmesi faciadır.
Ülkemizin büyük projelerini yürüten isim ve firmaların yıllarca nasıl hedef olduğunu hatırladık. Nice yatırımları akim bırakmak için her yolu denediler. Yatrıım, üretim, turizm, çevre yönleriyle yaptğı katkılarla İstanbul Havalimanı'nın 80 milyar dolar, Osmangazi Köprsü'nün 10 milyar dolar, Yavuz Sultan SElim Köprüsü'nün 5 milyar dolar katkısı oldu.
Karadeniz'deki doğalgazın değeri 1 trilyon doları buluyor. Pazar günü Kağıthane-İstanbul Havalimanı metrosunu da açıyoruz. Nişan alıp hedef ettikleri asıl hedef Türk milletidir. Bunlar milletimizi tanımıyor. Milletimiz namusunu kimseye laf söyletmeden yoluna devam eder. Milletimiz projelerine, eserlerine, hizmetlerine dokunacak adamı doğduğuna pişman eder. Bizim ah ettiğimiz husus ise bunları adam yerine koyup görev vermemizdir. Hatayı kabul etmek de erdemdir. Biz dersimizi çıkardık, milletimizden helallik bekliyoruz.
AKŞENER'E BAŞÖRTÜSÜ YANITI
Altılı masadaki hanımefendi, bizim başörtüsü konusunu istismar ettiğimizden bahsediyor. Hanımefendi, Erdoğan ve arkadaşlarının istismarcı olup olmayacağını milletim gayet iyi bilir. Dürüstsen, haysiyet sahibiysen... Bay Kemal'den farkın yok. Saraçhane'de verdiğin görüntüyle hangi istikamette gittiğini ortaya koyuyorsun.
AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu işin gerçeğini yapıyoruz. Biz şu anda yola çıktık, milletimize de aile olayını, başörtüsü konusunu anlatacağız. Bu konuda sizinle bu işin mukayesini yapacak konumda değiliz.
Sizin birlikte yürüdükleriniz bu ülkede başörtülü milletvekilini 'Meclis'ten atın' diyecek kadar sınırsız tiplerdir. Siz onlarla yürüyorsunuz. Bu işin istismarıyla yargılamak istiyorsunuz. Varsa projeniz bize gönderirsiniz, ona göre çalışır adım atarız. Aile bizim kutsalımızdır.
Siz ortağınızla birlikte LGBT'cilerle yürüyebilirsiniz, bizim onlarla da işimiz yok. Çünkü aile kurumumuzu çok sağlam zemine oturmanın adresi AK Parti'dir, Cumhur İttifakı'dır.