Boş tribünlerinden
futbolculara mesaj…
Yazının sonunda derç etmek istediğimi bu kez en baştan ifade edeyim…
Arkada kalan Perşembe akşamı Akyazı’da boş kalan tribünler başta teknik patron Abdullah Avcı ve heyetiyle olmak üzere, futbolculara adeta “Şampiyon gibi oynayın… Yok oynamazsınız, bundan sonra kendiniz çalar kendiniz oynarsınız” mesajı verildi…
***
Şimdi, “cezalı tribünler vardı o yüzden koltuklar boş tu” türünden tali lafların arkasına sığınmaya kalkmanın bir faydası yok… Bu ucuz söylemler sadece bu takıma yıllardır “yaz- kış, soğuk- sıcak” demeden gönül verenlerin akıllarıyla dalga geçmek anlamına gelir ki, bu da en hafit tabiriyle tarafta saygısızlık olur…
***
Gelelim maça…
İstanbul’da Karagümrük karşısında farklı bir mağlubiyet alan gecen senenin şampiyonu Trabzonspor bu kez komşu ilin takımı Giresunspor’u Akyazı’da ağırladı…Doğrusunu söylemek gerekirse İstanbul’un büyüklerine kök söktüren Çotanaklar Trabzonspor karşısında da oyunu iyi başladı…
Pozisyonlar buldu… Gol de kaçırdı…
Ta ki, Serginho’nun sakatlanıp çıkması ve ardından da yeşil beyazlı ekibin defans oyuncusu Bajic’in sırtına çarpan topun ağlara gitmesi müsabakanın gidişatını değiştirdi…
***
Trabzonspor golden sonra yine yana geriye oynamaya başladı…
Zaman zaman da Abdullah Avcı’nın çokça dillendirdiği “geçiş oyununu” yani kontratak futbolunu denedi… İlk yarıda bordo mavililer bu anlayışla pozisyonlar da buldu… Ancak golle neticelendiremedi…
***
İkinci yarıda daha atak olan taraf Trabzonspor’du… Abdulkadir Ömür, Baksetas ve Siopis çok çalıştılar. Bu devrede Bordo maviler, tribünlerin görmek istediği futbolu sahada sergileyince, soğuk havaya rağmen takımını yalnız bırakamayan az sayıdaki taraftarda canlandı…
69’uncu dakikada Maxi Gomez üçüncü vuruşunda topu ağlara gönderdi…
***
Bu dakikadan sonra Abdullah Avcı devreye girdi…
Peş peşe değişiklikler yaptı…
Bardhi, Bakasetası , Siopisi ve Gomez’i oyundan aldı…
Yerlerine Naci’yi, Doğucan Haspolat ve Djaniny’i sahaya sürdü…
Oyuna girer girmez Djaniny şık çalımla topu Doğucan Haspolat’a çıkardır…Doğucan’da bekletmeden vurdu, topu ağlara gönderdi…
***
Kısaca doksan dakika böyle geçti…
Doğrusunu istersiniz ilk yarı saha içinde heyecan olmayınca taraftarlar gibi bizde koltuklarımızda üşüdük.
İkinci yarıda ise istekli ve hareketli futbol hem tribünleri dolduran taraftarların, hem de bizlerin kan dolaşımını hızlandırdı… Gollerle de ısındık… Kısaca Fırtına yine evinde esti…