Değişmek ya da değişmemek, Başarmak ya da başarmamak, Yapmak ya da yapmamak; Bu soruların cevabı hepimiz için geleceği ve başarıyı belirleyecek cevaptır. Şu anda ya da gelecekte hayatınızda bir değişiklik yapmak üzere karar verebilirsiniz. Ne yapmak istediğiniz biliyor olmanız muhtemeldir. Eğer durum buysa, bilinçdışı beyniniz size zamanın geldiğini söylüyorsa değişimin zamanıdır.
Çoğumuzun hayatımızda yapmak istediğimiz değişiklikler vardır. Küçük bir değişiklik, bir şeyi başka türlü yapmamıza veya bir şeyle geçmişte uğraştığımızdan daha iyi bir yolla ilgilenmemize yardım edecek bir şey yapmak istediğimiz zamanlar vardır. Eski olanı tamamen atıp yeni olanı almak üzere topyekün değişiklik yapmak istediğimiz zamanlar vardır. Hayatta olmanın anlamını en derinden idrak etmek, en önemlisi diğer insanlara duyulan sevgiyi ifade etme arzusu, samimiyet hissi, anlayış, kabullenmek, affetmek ve sevmek. Hayatı ‘’yürür’’ hale getirmek, birkaç değişiklik yapmak kadar basitse, neden yapmayasınız? Çünkü hayat öylece devam eder, öylece.
Hiçbir şeyi, evde ya da işte bir sorunu halletmek kadar istememiş insanlar tanıdım. Kendilerini ya da hayatları ile ilgili, onların gelişmelerine ya da hayatlarını biraz daha kolaylaştırmalarına yardımcı olacak küçük bir değişiklik yapmak isteyen insanlar tanıdım. Her şeyden bıkmış insanlar tanıdım. Hayatlarını büyük çapta değiştirmek isteyen insanlar tanıdım. Değişik iş, yeni bir eş, her şeyi satıp başka bir şehirde yamak isteyen insanlar tanıdım. Hayatlarını ve geleceklerini değiştirmek için ne gerekiyorsa yapmak isteyen insanlar tanıdım. Evlerini, arabalarını veya kariyerlerini ve yaşamlarını değiştirmeye çalışan insanlar tanıdım. Çoğu için, bu değişiklik gerçek bir değişiklik değildi ve sonuç vermedi. Eski kendilerini birlikte götürdüler. Fikir değişikliği, bir oyundaki kostümlerin değişikliği kadar incinebilir ve geçicidir. Arkadaşlarınızı, eşlerimizi, işlerimizi, rahatlık alanımızı değiştirebiliriz ama iç benliğimizi de bizimle götürürüz. Bizi mutsuz etmiş, bize yardım etmiş ya da ilk etapta başımızı derde sokmuş aynı içsel kimliğimizi. Gittiğimiz her yere, yaptığımız her şeye eski imajımızı da birlikte götürürsek, bir sonraki denememizden daha iyi sonuç alacağımızı nasıl bekleriz. Eğer inançlarımızda, tutumlarımızda, duygularımızda, davranışlarımızda, eylemlerimizde veya sonuçlarda önemli değişiklik yapmak istiyorsak, en başında, kimin yönetimde olduğuna, değişikliklerin kimin veya neyin kontrol ettiğine karar vermeliyiz. Hayatınızda oluşan değişiklikleri nasıl teşhis edeceksiniz? Onlar bir kazananın, kaderin, olayın, yoksa kişisel kararın bir sonucu mudur? Değişiklik ya sizin dışınızdaki bir şeyin size olmasıyla ya da içinizdeki bir şeyin değişikliğe yol açması sonucu oluşur.
Bu noktada ilerlemenin kaydını tutmak iyi bir fikirdir. Ne kadar iyiye gittiğinizi kendinize sormak sağlıklıdır. İleriye doğru hareketlerimizi ölçmeye, yargılamaya ve değerlendirmeye hakkımız ve ihtiyacımız vardır. Bir yere ulaşıyor muyuz, yoksa elimizden gelenin en iyisini mi yapıyoruz? Yapmayı istediğimiz şeyi mi yapıyoruz, yoksa başka bir şeyi, daha iyi bir şeyi mi yapmak isteriz? Her yönümüzle kendimizi en saf beklentilerimiz ile bir hizada ve uyum içinde mi tutuyoruz?
Çoğumuzun hayatımızda yapmak istediğimiz değişiklikler vardır. Küçük bir değişiklik, bir şeyi başka türlü yapmamıza veya bir şeyle geçmişte uğraştığımızdan daha iyi bir yolla ilgilenmemize yardım edecek bir şey yapmak istediğimiz zamanlar vardır. Eski olanı tamamen atıp yeni olanı almak üzere topyekün değişiklik yapmak istediğimiz zamanlar vardır. Hayatta olmanın anlamını en derinden idrak etmek, en önemlisi diğer insanlara duyulan sevgiyi ifade etme arzusu, samimiyet hissi, anlayış, kabullenmek, affetmek ve sevmek. Hayatı ‘’yürür’’ hale getirmek, birkaç değişiklik yapmak kadar basitse, neden yapmayasınız? Çünkü hayat öylece devam eder, öylece.
Hiçbir şeyi, evde ya da işte bir sorunu halletmek kadar istememiş insanlar tanıdım. Kendilerini ya da hayatları ile ilgili, onların gelişmelerine ya da hayatlarını biraz daha kolaylaştırmalarına yardımcı olacak küçük bir değişiklik yapmak isteyen insanlar tanıdım. Her şeyden bıkmış insanlar tanıdım. Hayatlarını büyük çapta değiştirmek isteyen insanlar tanıdım. Değişik iş, yeni bir eş, her şeyi satıp başka bir şehirde yamak isteyen insanlar tanıdım. Hayatlarını ve geleceklerini değiştirmek için ne gerekiyorsa yapmak isteyen insanlar tanıdım. Evlerini, arabalarını veya kariyerlerini ve yaşamlarını değiştirmeye çalışan insanlar tanıdım. Çoğu için, bu değişiklik gerçek bir değişiklik değildi ve sonuç vermedi. Eski kendilerini birlikte götürdüler. Fikir değişikliği, bir oyundaki kostümlerin değişikliği kadar incinebilir ve geçicidir. Arkadaşlarınızı, eşlerimizi, işlerimizi, rahatlık alanımızı değiştirebiliriz ama iç benliğimizi de bizimle götürürüz. Bizi mutsuz etmiş, bize yardım etmiş ya da ilk etapta başımızı derde sokmuş aynı içsel kimliğimizi. Gittiğimiz her yere, yaptığımız her şeye eski imajımızı da birlikte götürürsek, bir sonraki denememizden daha iyi sonuç alacağımızı nasıl bekleriz. Eğer inançlarımızda, tutumlarımızda, duygularımızda, davranışlarımızda, eylemlerimizde veya sonuçlarda önemli değişiklik yapmak istiyorsak, en başında, kimin yönetimde olduğuna, değişikliklerin kimin veya neyin kontrol ettiğine karar vermeliyiz. Hayatınızda oluşan değişiklikleri nasıl teşhis edeceksiniz? Onlar bir kazananın, kaderin, olayın, yoksa kişisel kararın bir sonucu mudur? Değişiklik ya sizin dışınızdaki bir şeyin size olmasıyla ya da içinizdeki bir şeyin değişikliğe yol açması sonucu oluşur.
Bu noktada ilerlemenin kaydını tutmak iyi bir fikirdir. Ne kadar iyiye gittiğinizi kendinize sormak sağlıklıdır. İleriye doğru hareketlerimizi ölçmeye, yargılamaya ve değerlendirmeye hakkımız ve ihtiyacımız vardır. Bir yere ulaşıyor muyuz, yoksa elimizden gelenin en iyisini mi yapıyoruz? Yapmayı istediğimiz şeyi mi yapıyoruz, yoksa başka bir şeyi, daha iyi bir şeyi mi yapmak isteriz? Her yönümüzle kendimizi en saf beklentilerimiz ile bir hizada ve uyum içinde mi tutuyoruz?