Gizem Bursa “Mobilya Üretiminde Katma Değer Üretmek Neden Zorlaştı?”Mobilya... Bir zamanlar emeğin ve sanatın buluştuğu en güzel sektörlerden biriydi. Ama bugün geldiğimiz noktada, mobilyada katma değer üretmek yalnızca ustalıkla değil, ciddi bir matematik bilgisiyle de mümkün olabiliyor. Neden mi? Gelin işin maliyet boyutuna birlikte bakalım.Hammadde Maliyetleri Zirve Yaptıİşin başı ham madde. Ahşaptan süngere, kumaştan bağlantı aparatlarına kadar her kalemde son yıllarda akıl almaz fiyat artışları yaşandı.Özellikle döviz kuru dalgalanmaları, Türkiye gibi hammaddesinin önemli bir kısmını ithal eden ülkelerde maliyetleri adeta patlattı.
İthal sunta, MDF, kaliteli sünger ya da mekanizma mı lazım? Dolar yükseldikçe bir anda maliyetler %20, %30, bazen %50 fırlıyor.Üretici ne yapacak? Ya kaliteden ödün verip daha ucuz malzeme kullanacak, ya da maliyet artışını son kullanıcıya yansıtacak. Hangisini seçerse seçsin, ortaya çıkan ürün ya pahalı ya da düşük kaliteli oluyor. İkisi de katma değer üretmekten uzaklaştırıyor.Bir de hammaddeyi stoklamaya kalkarsan? O da ayrı bir maliyet! Depolama, sigorta, nakliye derken daha ürünü üretmeden zarar yazmaya başlıyorsun...Enerji ve İşçilik Giderleri: Sessiz Sessiz Yükselen YükÜretim demek enerji demek. Elektrik, doğal gaz, su... Özellikle üretim tesisleri için bunlar devasa gider kalemleri.
Son yıllarda sanayi elektriğine yapılan zamlar, işçiliğin yanı sıra enerji maliyetlerini de mobilya üreticisinin sırtına koca bir yük gibi bindirdi.Düşünsenize; bir panel kesme makinesinin, CNC'nin, presin bir ayda tükettiği elektrik faturasını. Üstelik sabit gider; üretmesen de ödüyorsun.
İşçilik tarafı da cabası. Asgari ücret artışları, SGK primleri, yol-yemek destekleri derken artık üretim yapmak sadece "malzeme alıp işlemekten" ibaret değil; dev bir finans yönetimi gerektiriyor.Lojistikte Artan BedellerÜrünü ürettin, peki nasıl göndereceksin? Lojistikte yaşanan fiyat artışları da ciddi bir maliyet kalemi haline geldi.Özellikle ihracat yapan firmalar için konteyner fiyatları, pandemi sonrası resmen çığırından çıktı.
İç piyasada da nakliye, sigorta, araç bakım ve yakıt giderleri arttı. Bir şehirden başka bir şehre 10 koli mobilya göndermek bile eskisine göre iki kat maliyetli.Hal böyle olunca, ürünün satış fiyatı artıyor ama bu artış müşterinin gözünde bir değer üretmiyor. Yani maliyet büyüyor, katma değer büyümüyor.Finansmana Erişim ZorluğuHadi diyelim maliyetleri yönettin, enerji faturalarını dengeledin, ham maddeyi uygun fiyata aldın.
Peki tüm bunları yaparken nakit akışını nasıl yöneteceksin?Kredi faizleri son yıllarda öyle bir seviyeye geldi ki üreticiler için finansmana ulaşmak ya imkânsız ya da inanılmaz pahalı bir iş haline geldi.
Eskiden düşük faizli krediyle malzeme stoklanır, üretim çevrimi rahatlatılırdı. Şimdi kredi bulsan bile faizi, ürünün maliyetine %10-15 ekstra yük bindiriyor.Bu da mobilya üreticisini sürekli "dönemlik üretim" yapmaya, büyük ölçekli projelerden kaçınmaya zorluyor. Uzun vadeli yatırımlar azalıyor, kısa vadeli kâr kovalanıyor. Bu ortamda katma değerli, inovatif üretim nasıl mümkün olsun?Rekabetin Fiyat Odaklı OlmasıBuraya kadar saydıklarımız yetmedi, bir de acı bir gerçek daha var:
Piyasadaki rekabet neredeyse tamamen fiyat üzerine kurulu.Bugün bir müşteri mağazaya girdiğinde ilk baktığı şey "Bu koltuk kaça?" oluyor.
Kimse sormuyor: "Bu koltuk hangi ağaçtan yapılmış? Süngeri ne yoğunlukta? Kumaşı leke tutmuyor mu?"Üretici de ayakta kalabilmek için kaliteyi korumaktan çok, fiyatta aşağı çekmeye odaklanıyor. Sonuç?
Daha ucuz malzeme, daha kısa ömürlü ürünler, daha düşük katma değer.Bir mobilya üreticisinin fiyat kırarak büyümesi, onu uzun vadede inovasyondan uzaklaştırıyor. Bu da sektörün genel verimliliğini düşürüyor.Üretmek Var, Üretmek VarMobilyada üretim yapmak hâlâ mümkün. Ama katma değerli üretim yapmak; yani hem kaliteli, hem yenilikçi, hem de pazarda yüksek fiyatla satılabilecek ürünler çıkarmak...
İşte o çok daha zorlu bir iş haline geldi.Bütün maliyet kalemleri yukarıya doğru tırmanırken, üreticinin elinde sihirli değnek yok. Hesap bilen, finansı yöneten, verimliliği artıran, çok daha stratejik adımlar atabilen üreticiler ayakta kalacak. Diğerleri, ne yazık ki, giderek "üreten ama kazanmayan" grupta yer alacak.Ve unutmadan şunu da söyleyeyim:
Bugün mobilyada katma değer yaratmak, işçilikten çok finans, ham maddeden çok strateji işi oldu.Gizem BursaKöşe Yazarı
İthal sunta, MDF, kaliteli sünger ya da mekanizma mı lazım? Dolar yükseldikçe bir anda maliyetler %20, %30, bazen %50 fırlıyor.Üretici ne yapacak? Ya kaliteden ödün verip daha ucuz malzeme kullanacak, ya da maliyet artışını son kullanıcıya yansıtacak. Hangisini seçerse seçsin, ortaya çıkan ürün ya pahalı ya da düşük kaliteli oluyor. İkisi de katma değer üretmekten uzaklaştırıyor.Bir de hammaddeyi stoklamaya kalkarsan? O da ayrı bir maliyet! Depolama, sigorta, nakliye derken daha ürünü üretmeden zarar yazmaya başlıyorsun...Enerji ve İşçilik Giderleri: Sessiz Sessiz Yükselen YükÜretim demek enerji demek. Elektrik, doğal gaz, su... Özellikle üretim tesisleri için bunlar devasa gider kalemleri.
Son yıllarda sanayi elektriğine yapılan zamlar, işçiliğin yanı sıra enerji maliyetlerini de mobilya üreticisinin sırtına koca bir yük gibi bindirdi.Düşünsenize; bir panel kesme makinesinin, CNC'nin, presin bir ayda tükettiği elektrik faturasını. Üstelik sabit gider; üretmesen de ödüyorsun.
İşçilik tarafı da cabası. Asgari ücret artışları, SGK primleri, yol-yemek destekleri derken artık üretim yapmak sadece "malzeme alıp işlemekten" ibaret değil; dev bir finans yönetimi gerektiriyor.Lojistikte Artan BedellerÜrünü ürettin, peki nasıl göndereceksin? Lojistikte yaşanan fiyat artışları da ciddi bir maliyet kalemi haline geldi.Özellikle ihracat yapan firmalar için konteyner fiyatları, pandemi sonrası resmen çığırından çıktı.
İç piyasada da nakliye, sigorta, araç bakım ve yakıt giderleri arttı. Bir şehirden başka bir şehre 10 koli mobilya göndermek bile eskisine göre iki kat maliyetli.Hal böyle olunca, ürünün satış fiyatı artıyor ama bu artış müşterinin gözünde bir değer üretmiyor. Yani maliyet büyüyor, katma değer büyümüyor.Finansmana Erişim ZorluğuHadi diyelim maliyetleri yönettin, enerji faturalarını dengeledin, ham maddeyi uygun fiyata aldın.
Peki tüm bunları yaparken nakit akışını nasıl yöneteceksin?Kredi faizleri son yıllarda öyle bir seviyeye geldi ki üreticiler için finansmana ulaşmak ya imkânsız ya da inanılmaz pahalı bir iş haline geldi.
Eskiden düşük faizli krediyle malzeme stoklanır, üretim çevrimi rahatlatılırdı. Şimdi kredi bulsan bile faizi, ürünün maliyetine %10-15 ekstra yük bindiriyor.Bu da mobilya üreticisini sürekli "dönemlik üretim" yapmaya, büyük ölçekli projelerden kaçınmaya zorluyor. Uzun vadeli yatırımlar azalıyor, kısa vadeli kâr kovalanıyor. Bu ortamda katma değerli, inovatif üretim nasıl mümkün olsun?Rekabetin Fiyat Odaklı OlmasıBuraya kadar saydıklarımız yetmedi, bir de acı bir gerçek daha var:
Piyasadaki rekabet neredeyse tamamen fiyat üzerine kurulu.Bugün bir müşteri mağazaya girdiğinde ilk baktığı şey "Bu koltuk kaça?" oluyor.
Kimse sormuyor: "Bu koltuk hangi ağaçtan yapılmış? Süngeri ne yoğunlukta? Kumaşı leke tutmuyor mu?"Üretici de ayakta kalabilmek için kaliteyi korumaktan çok, fiyatta aşağı çekmeye odaklanıyor. Sonuç?
Daha ucuz malzeme, daha kısa ömürlü ürünler, daha düşük katma değer.Bir mobilya üreticisinin fiyat kırarak büyümesi, onu uzun vadede inovasyondan uzaklaştırıyor. Bu da sektörün genel verimliliğini düşürüyor.Üretmek Var, Üretmek VarMobilyada üretim yapmak hâlâ mümkün. Ama katma değerli üretim yapmak; yani hem kaliteli, hem yenilikçi, hem de pazarda yüksek fiyatla satılabilecek ürünler çıkarmak...
İşte o çok daha zorlu bir iş haline geldi.Bütün maliyet kalemleri yukarıya doğru tırmanırken, üreticinin elinde sihirli değnek yok. Hesap bilen, finansı yöneten, verimliliği artıran, çok daha stratejik adımlar atabilen üreticiler ayakta kalacak. Diğerleri, ne yazık ki, giderek "üreten ama kazanmayan" grupta yer alacak.Ve unutmadan şunu da söyleyeyim:
Bugün mobilyada katma değer yaratmak, işçilikten çok finans, ham maddeden çok strateji işi oldu.Gizem BursaKöşe Yazarı