1470 yılında sancak beyliği küçük yaşta Şehzade Abdullah'a verilmiş; Abdullah, annesi Şirin Hatunla birlikte 1479 yılına kadar Trabzon'da yaşamıştır. Yavuz Sultan Selim de şehzadeliği sırasında (1491-1512) Trabzon'da Sancak Beyi olarak bulunmuş, sonradan Kanuni unvanı alacak olan oğlu Sultan Süleyman burada doğmuştur.
Trabzon sancağı 1582 yılında merkezi Batum olan Lazistan Sancağı ile birleştirilerek eyalete dönüştürülmüş ve Trabzon bu yeni idari birimin merkezi olmuştur[25].
1867 yılında Trabzon'da büyük bir yangın çıkmış, birçok kamu binası da bu sırada yanmış ve kent daha sonra yeniden düzenlenmiştir.
1868 yılında vilayet olmuş, merkez sancağı dışında Lazistan, Gümüşhane, Canik Sancakları da buraya bağlanmıştır. I. Dünya Savaşı sırasında, Ruslar Trabzon'a saldırır (14 Nisan 1916). Türk nüfusun boşalttığı şehre 18 Nisan'da Rus ordusu girmiş ve Trabzon 24 Şubat 1918'e kadar Rus hakimiyetinde kalmıştır.
Atatürk, Cumhuriyet döneminde Trabzon'a üç kez gelir: 1924, 1930 ve 1937 yıllarında. İlk geldiği 15 Eylül 1924 günü, Trabzonlularca “Atatürk Günü” olarak kabul edilir ve bu kendisine bir telle bildirilir.
1949 yılında 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu uygulamasıyla Anadolu'da bulunan 78 bin civarındaki yerleşim adından 28 bin kadarının adı Türkçe olmadığı gerekçesiyle değiştirilmiş olup büyük bölümü Romeika olan Trabzon köy adları da değiştirilerek yerlerine Türkçe isimler konulmuştur.
2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile Trabzon'da sınırları il mülki sınırları olan büyükşehir belediyesi kuruldu ve 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesi çalışmalarına başladı.
Kısaca Trabzon tarihini 2 dakikada anlattık burada…
……………………………………………………………………………….
Anlatmak güzel şey anlamak, anlatmak, anlaşılmak…
Ya yaşamak…
56 -57 yıldır öyle veya böyle yaşıyorum.1966 yılının 14 Ocak’ı 15’e bağlayan gece yarısından sonra Yani 15 Ocağın ilk saatlerinde doğmuşum
Annem Çömlekçideki evde sancılanmış bana Merdivenli sokağın Taşbaşına yakın ara sokağın başındaki iki katlı evin ikinci katında yaşadığımız evde.
Apar topar hastaneye kaldırmışlar. Eski doğum hastanesine Evimizin 150-200 mt ilerisindeki Güllü enbeye haber vermişler onla beraber gidilmiş ve sağ salim dünyaya gelmişim.
‘5. çocuk yani’ Son numara’
3 yaşıma kadar orada yaşadım Alt katımızda Meliha hanım, Behram amca ve 2 oğlu 1 kızıyla yaşıyorlardı.
Behram amcayı pikap tamiri yaparken hatırlarım birde evdeki guguklu saati.
‘Davuk’ dermişim guguklu saate.
Nerden mi biliyorum?
Kızları Zehra sizlere ömür. En küçüğü idi.
Oğulları Behnan ve Tahir'le hala görüşürüz. 56 sene öncesinden günümüze tek bir ağız lakırdısı veya kavgamız olmadı. Ne abilerimle ne ablalarımla…Ne de mahalledeki gençler birbiriyle…
Onlar anlatır dururlar.
Karşımızdaki İfakat Teyze, yan apartmandaki Saadet Teyze, Müşerref Abla Erkek Kardeşi Tahsin Abi Köşe binadaki Sefa abi ve mahallenin öbür ucundaki Benk Mustafa, Kardeşi Mahmut, Dübeş Hüseyin, Mediş Teyze, Oğlu faik Alt sokaktaki Bızdık Mustafa Kurt İhsan… hala daha görüşürüz dertleşiriz.
56 sene önceki anılar hep komik,gezmeler tozmalar.
‘Yahu kavga hiç yok mu’ dediğimde sadece bir an duraklama olmuştu.
Sanırım şöyle bir düşündüler sonra sustular.
Tek cevap veremedikleri Hatırlamadıkları şey bu oldu.
3 -4 yaşımı hatırlıyorum ,ondan sonraki yılları da.
Ben hatırlamadım, onlar da hatırlamadı.
Top oynadılar, sinemaya gittiler, balık tuttular, güldüler ,eğlendiler. paylaştılar.
3 yaşımdayken bir üst mahalleye taşındık.
Meliha teyzede bizm yan apartmana taşındı. Alt mahalle komşuluklar aynen devam etmişti.
Alt kat komşumuzun oğlu Behiç bizde kahvaltı yapardı.
Abim orda akşam yemeği yerdi. Bizim evde köfte piştimi ilk 4-5 köfte tabağa konulur alt komşuya giderdi.
Üst komşu Makbule teyze güzel yemekler yaptığında bizi çağırırdı.
Necati amca beni karşı sına alır biz erkek erkeğe yerdik.
Daracık mahalle arasında abilerimle benim yaş grubumda top oynadık Misket oynadık Topaç çevirdik.
Soba vardı yaa soba...
Etrafında toplanılırdı Tüm aile, tv izlemeye gelen komşular.
Çaylar demlenir, peşine meyveler yenilirdi.
Kaçak, Zengin ve yoksul, Küçük Ev, Bonanza dizileri Hangisi doğru hangisi yanlış yarışma programları pür dikkat izlenirdi.
Mahallede 2-3 evde Tv vardı o zamanlar. Bir tanesi de bizim evdi. Hemen her gün olmasa da mahalleden birileri bizim evdeydi. Annemden ,Babamdan bir kere ‘ Ne işleri var ‘ lafını hiç duymadım.
Sunay Akın anlatmıştı sanırım Trabzon'da evlerin üstü (Teras) bir kültürdü Her hafta bir evin terasında mahalleli toplanırdı yemek, içmek muhabbetleri ve şarkılar türküler söylenirdi.
O kültürü kıyısından köşesinden yakaladık. Abilerim o kültürü biraz daha yakından gördüler.
Sanırım o dostlukların karşılıksız paylaşmanın son demleriydi onlar.
1970 lerin sonlarındaki Sağ –sol kavgalarından en çok etkilenen onlar oldu.
1990 – 2000 derken inanın o sağlam komşuluklar.
Dostluklar, paylaşımlar kalmadı. 3 yıllık 4yıllık arkadaşlıklar bile bozuldu gitti.
Temeli sağlam mayası sağlam eski mahalle arkadaşlıklarının çoğu uzakta olsa yakında olsa sapasağlam devam ediyor.
O günler özleniyor.
O mahalle, binaları, ağaçları, merdivenleri, kiremitleriyle mahalle arasındaki çocukların sesleriyle birlikte yıkıldı gidiyor.
Yok oluyor.
Orada son yaşayan kişilerin son nefesiyle birlikte sadece fotoğraflarda ve anılarda yer alacak…
Güzel dünlerdi.
Denilecek o kadar.
Trabzon sancağı 1582 yılında merkezi Batum olan Lazistan Sancağı ile birleştirilerek eyalete dönüştürülmüş ve Trabzon bu yeni idari birimin merkezi olmuştur[25].
1867 yılında Trabzon'da büyük bir yangın çıkmış, birçok kamu binası da bu sırada yanmış ve kent daha sonra yeniden düzenlenmiştir.
1868 yılında vilayet olmuş, merkez sancağı dışında Lazistan, Gümüşhane, Canik Sancakları da buraya bağlanmıştır. I. Dünya Savaşı sırasında, Ruslar Trabzon'a saldırır (14 Nisan 1916). Türk nüfusun boşalttığı şehre 18 Nisan'da Rus ordusu girmiş ve Trabzon 24 Şubat 1918'e kadar Rus hakimiyetinde kalmıştır.
Atatürk, Cumhuriyet döneminde Trabzon'a üç kez gelir: 1924, 1930 ve 1937 yıllarında. İlk geldiği 15 Eylül 1924 günü, Trabzonlularca “Atatürk Günü” olarak kabul edilir ve bu kendisine bir telle bildirilir.
1949 yılında 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu uygulamasıyla Anadolu'da bulunan 78 bin civarındaki yerleşim adından 28 bin kadarının adı Türkçe olmadığı gerekçesiyle değiştirilmiş olup büyük bölümü Romeika olan Trabzon köy adları da değiştirilerek yerlerine Türkçe isimler konulmuştur.
2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile Trabzon'da sınırları il mülki sınırları olan büyükşehir belediyesi kuruldu ve 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesi çalışmalarına başladı.
Kısaca Trabzon tarihini 2 dakikada anlattık burada…
……………………………………………………………………………….
Anlatmak güzel şey anlamak, anlatmak, anlaşılmak…
Ya yaşamak…
56 -57 yıldır öyle veya böyle yaşıyorum.1966 yılının 14 Ocak’ı 15’e bağlayan gece yarısından sonra Yani 15 Ocağın ilk saatlerinde doğmuşum
Annem Çömlekçideki evde sancılanmış bana Merdivenli sokağın Taşbaşına yakın ara sokağın başındaki iki katlı evin ikinci katında yaşadığımız evde.
Apar topar hastaneye kaldırmışlar. Eski doğum hastanesine Evimizin 150-200 mt ilerisindeki Güllü enbeye haber vermişler onla beraber gidilmiş ve sağ salim dünyaya gelmişim.
‘5. çocuk yani’ Son numara’
3 yaşıma kadar orada yaşadım Alt katımızda Meliha hanım, Behram amca ve 2 oğlu 1 kızıyla yaşıyorlardı.
Behram amcayı pikap tamiri yaparken hatırlarım birde evdeki guguklu saati.
‘Davuk’ dermişim guguklu saate.
Nerden mi biliyorum?
Kızları Zehra sizlere ömür. En küçüğü idi.
Oğulları Behnan ve Tahir'le hala görüşürüz. 56 sene öncesinden günümüze tek bir ağız lakırdısı veya kavgamız olmadı. Ne abilerimle ne ablalarımla…Ne de mahalledeki gençler birbiriyle…
Onlar anlatır dururlar.
Karşımızdaki İfakat Teyze, yan apartmandaki Saadet Teyze, Müşerref Abla Erkek Kardeşi Tahsin Abi Köşe binadaki Sefa abi ve mahallenin öbür ucundaki Benk Mustafa, Kardeşi Mahmut, Dübeş Hüseyin, Mediş Teyze, Oğlu faik Alt sokaktaki Bızdık Mustafa Kurt İhsan… hala daha görüşürüz dertleşiriz.
56 sene önceki anılar hep komik,gezmeler tozmalar.
‘Yahu kavga hiç yok mu’ dediğimde sadece bir an duraklama olmuştu.
Sanırım şöyle bir düşündüler sonra sustular.
Tek cevap veremedikleri Hatırlamadıkları şey bu oldu.
3 -4 yaşımı hatırlıyorum ,ondan sonraki yılları da.
Ben hatırlamadım, onlar da hatırlamadı.
Top oynadılar, sinemaya gittiler, balık tuttular, güldüler ,eğlendiler. paylaştılar.
3 yaşımdayken bir üst mahalleye taşındık.
Meliha teyzede bizm yan apartmana taşındı. Alt mahalle komşuluklar aynen devam etmişti.
Alt kat komşumuzun oğlu Behiç bizde kahvaltı yapardı.
Abim orda akşam yemeği yerdi. Bizim evde köfte piştimi ilk 4-5 köfte tabağa konulur alt komşuya giderdi.
Üst komşu Makbule teyze güzel yemekler yaptığında bizi çağırırdı.
Necati amca beni karşı sına alır biz erkek erkeğe yerdik.
Daracık mahalle arasında abilerimle benim yaş grubumda top oynadık Misket oynadık Topaç çevirdik.
Soba vardı yaa soba...
Etrafında toplanılırdı Tüm aile, tv izlemeye gelen komşular.
Çaylar demlenir, peşine meyveler yenilirdi.
Kaçak, Zengin ve yoksul, Küçük Ev, Bonanza dizileri Hangisi doğru hangisi yanlış yarışma programları pür dikkat izlenirdi.
Mahallede 2-3 evde Tv vardı o zamanlar. Bir tanesi de bizim evdi. Hemen her gün olmasa da mahalleden birileri bizim evdeydi. Annemden ,Babamdan bir kere ‘ Ne işleri var ‘ lafını hiç duymadım.
Sunay Akın anlatmıştı sanırım Trabzon'da evlerin üstü (Teras) bir kültürdü Her hafta bir evin terasında mahalleli toplanırdı yemek, içmek muhabbetleri ve şarkılar türküler söylenirdi.
O kültürü kıyısından köşesinden yakaladık. Abilerim o kültürü biraz daha yakından gördüler.
Sanırım o dostlukların karşılıksız paylaşmanın son demleriydi onlar.
1970 lerin sonlarındaki Sağ –sol kavgalarından en çok etkilenen onlar oldu.
1990 – 2000 derken inanın o sağlam komşuluklar.
Dostluklar, paylaşımlar kalmadı. 3 yıllık 4yıllık arkadaşlıklar bile bozuldu gitti.
Temeli sağlam mayası sağlam eski mahalle arkadaşlıklarının çoğu uzakta olsa yakında olsa sapasağlam devam ediyor.
O günler özleniyor.
O mahalle, binaları, ağaçları, merdivenleri, kiremitleriyle mahalle arasındaki çocukların sesleriyle birlikte yıkıldı gidiyor.
Yok oluyor.
Orada son yaşayan kişilerin son nefesiyle birlikte sadece fotoğraflarda ve anılarda yer alacak…
Güzel dünlerdi.
Denilecek o kadar.