Türkiye, bir taraftan depremin yaralarını sarmaya çalışırken diğer yandan da yaklaşan seçimin atmosferine girdi…
Tabii ki seçim de çok önemli… Gelecek 5 yılını yönetecek Cumhurbaşkanı ve kadrolar seçilecek… Kaçta kaçı değişir bilinmez ama netice itibariyle TBMM üyeleri de yenilenecek…
Cumhurbaşkanı adayları ve partiler nasıl bir kampanya süreci geçirecek bilmiyoruz…
***
Ancak ne olursa olsun, depremin asla unutulmaması ve mutlaka ana gündem maddesi olması gerekiyor…
Muhtemeldir ki de unutulmayacak ve ağırlıklı olarak deprem ana gündem maddesi olacak…
Depremin nedenleri, sonuçlar, insanımıza ve ülkemize zararları, ekonomimize faturaları…
Çözüm önerileri ve yara sarma sürecinin aksaklıkları, daha hızlı verimli sonuca varma yolları…
***
Kahramanmaraş merkezli yıkıcı depremde şu ana kadar açıklanan resmi rakamlara göre 50 binin üzerinde vatandaş hayatını kaybetti.
100 binin üzerinde bina ağır hasarlı. Bazı vatandaşlar o bölgede sağlanan barınma imkanlarından yararlanırken bazıları da farklı illere göç etmeye başladı.
İşini, işyerini, eşini, dostunu kaybedenlere maddi, manevi destek olabilmek için kamu kurumları birçok tedbir aldı ve de uyguluyor…
Ancak dahası, çok çok daha fazlası yapılması gerekiyor…
***
Bulunduğu yerde yaşamaya devam edenlerle, ülkemizin her tarafına göç etmek zorunda kalan insanımızın dramları, normal hayata dönüşleri için verilecek ekonomik, psikolojik, pedagojik, sosyolojik desteklerin artarak devamı…
Kalıcı konutlarının bir an önce inşası,yeni bir hayatta, kaybettiklerin boşluğunu en az hissedecekleri bir gündem yoğunluğu ve daha neler neler…
GENÇLER VE ÇOCUKLARDAKİ TRAVMALAR
Özellikle de çocuklar ve gençlerdeki travmaların giderilmesi, yeni yaşama adaptesiyle ilgili dolu dolu programlar ve projeler…
***
Milli Eğitim Bakanlığı’nın, üniversitelerin, özel okul ve dershanelerin, psikolojik, pedagojik destek dernek ve üyelerinin tam bir seferberlik içinde çalışması gerekiyor…
Gerçi MEB, afet bölgesindeki depremzede çocuklara destek olmak için ‘Psikososyal Destek Eylem Planı uyguluyor….
Bu eylem planı başta depremden doğrudan etkilenen iller olmak üzere tüm öğrenci, öğretmen ve velilere yönelik yürütülecek psikososyal destek çalışmalarını içeriyor.
Ancak yetmez, çok daha fazlası gerekiyor…
***
Türkiye’nin her tarafından belediyelerin, ilk günkü heyecan ve motivasyonuyla bölgede çalışmalarını sürdürmesi gerçekten önemli…
Başta İstanbul olmak üzere, büyük deprem korkusunu sinesinde hisseden bütün yerel yönetimlerin bir taraftan kendi şehirlerini depreme hazırlamaya çalışırken diğer taraftan büyük acıyı unutturacak yaraları saracak bir çalışmayı paralel yürütme zorunluluğu var…
TOPLANTILAR, KONUŞMALAR ARTIK İCRAATA DÖNÜŞSÜN
Türkiye’nin seçim atmosferinde deprem gündemini unutacak veya ihmal edecek değil 1 güne, 1 saate bile tahammülü yok…
Yoksa Kahramanmaraş merkezli depremin yıkımını ve tahribatını bile mumla ararız…
***
İstanbul ve Türkiye’mizin her tarafında deprem gündemli sürekli toplantılar yapılıyor… Sabah, öğlen akşam, gün boyu, bir kaç gün üst üste…
Deprem hocaları geliyor, mimar-mühendisler, psikologlar katılıyor…
Bakanlıklardan, belediyelerden görevliler, odalardan uzmanlar, müteahhitler konuşuyor, konuşturuluyor…
Hepsi de uyarılarda bulunuyor, çözüm önerileri sunuyor…
***
İşin ilginç tarafı 99 Gölcük Depremi’nden sonra da aynı konuşmalar yapılıyordu, deprem hocaları ekran ekran dolaşıp uyarılarda bulunuyordu…
23 yıl sonra Kahramanmaraş ve 10 ili yıkan depremi, bütün yıkım ve acılarıyla yeniden yaşadık…
Şimdi de daha fazlası konuşuluyor, ancak korkuyoruz ki bunlar da sözde kalacak, sahaya yansımayacak…
***
Ne merkezi hükumet, ne de belediyeler, bir büyük depreme hazırlıklı değil. Kendileri söylüyor… Yıllarımızı heba etmişler… Kavga ekip fırtına biçmişler…
Her gün deprem korkusuyla yatıp kabusla uyanan bir halk üretmişler… Gençlerimizi bile bırakın okul-iş bulma kaygısını deprem tehlikesi yüzünden psikolojik hasta etmişler…
Bizim bir an önce onlara da güven verecek bir büyük seferberliği başlatmamız lazım…
KAVGASIZ BARIŞÇIL BİR SEÇİM KAMPANYASI LÜTFEN
Merkezi hükumet-yerel yönetimler el ele verip birlikte en büyük verimle çalışması lazım…
Artık kavgayla kaybedecek bir günümüz bile yok… Seçim gündemi yüzünden harcanacak zamana tahammülümüz yok… Tehlike kapıda çünkü…
İnsanımızda ciddi bir panik havası var…
***
Halkımız fedakardır elbette ki sabretmesini bilir, ancak bir an önce kolların sıvandığını görmek de en doğal hakları…
Belirsizlik onları, tabii ki hepimizi korkutuyor…
Milletçe çok zor ve travmatik bir dönem yaşıyoruz.
Bir taraftan gelecek deprem için endişelerimiz artarken diğer yandan mağdur vatandaşlarımız ve deprem bölgesindeki insanlar için endişeleniyoruz.
***
Yıkımın etkilediği bölgelerde fiziki olarak bulunmasak bile hepimizin aklı fikri orada.
Başta bölgedeki olmak üzere Türkiye’nin her tarafına göç etmek zorunda kalan insanların yaralarını sarmak ve onlara destek olmak mecburiyetindeyiz, kendi derdimize düşüp onları asla unutmamalıyız...
Seçim atmosferi asla sert geçmemeli, ölüm kalım savaşına dönüşmemeli, “sonra düşünürüzü aklımızdan silmeli ve deprem bölgesini asla unutmamalı…
Tabii ki seçim de çok önemli… Gelecek 5 yılını yönetecek Cumhurbaşkanı ve kadrolar seçilecek… Kaçta kaçı değişir bilinmez ama netice itibariyle TBMM üyeleri de yenilenecek…
Cumhurbaşkanı adayları ve partiler nasıl bir kampanya süreci geçirecek bilmiyoruz…
***
Ancak ne olursa olsun, depremin asla unutulmaması ve mutlaka ana gündem maddesi olması gerekiyor…
Muhtemeldir ki de unutulmayacak ve ağırlıklı olarak deprem ana gündem maddesi olacak…
Depremin nedenleri, sonuçlar, insanımıza ve ülkemize zararları, ekonomimize faturaları…
Çözüm önerileri ve yara sarma sürecinin aksaklıkları, daha hızlı verimli sonuca varma yolları…
***
Kahramanmaraş merkezli yıkıcı depremde şu ana kadar açıklanan resmi rakamlara göre 50 binin üzerinde vatandaş hayatını kaybetti.
100 binin üzerinde bina ağır hasarlı. Bazı vatandaşlar o bölgede sağlanan barınma imkanlarından yararlanırken bazıları da farklı illere göç etmeye başladı.
İşini, işyerini, eşini, dostunu kaybedenlere maddi, manevi destek olabilmek için kamu kurumları birçok tedbir aldı ve de uyguluyor…
Ancak dahası, çok çok daha fazlası yapılması gerekiyor…
***
Bulunduğu yerde yaşamaya devam edenlerle, ülkemizin her tarafına göç etmek zorunda kalan insanımızın dramları, normal hayata dönüşleri için verilecek ekonomik, psikolojik, pedagojik, sosyolojik desteklerin artarak devamı…
Kalıcı konutlarının bir an önce inşası,yeni bir hayatta, kaybettiklerin boşluğunu en az hissedecekleri bir gündem yoğunluğu ve daha neler neler…
GENÇLER VE ÇOCUKLARDAKİ TRAVMALAR
Özellikle de çocuklar ve gençlerdeki travmaların giderilmesi, yeni yaşama adaptesiyle ilgili dolu dolu programlar ve projeler…
***
Milli Eğitim Bakanlığı’nın, üniversitelerin, özel okul ve dershanelerin, psikolojik, pedagojik destek dernek ve üyelerinin tam bir seferberlik içinde çalışması gerekiyor…
Gerçi MEB, afet bölgesindeki depremzede çocuklara destek olmak için ‘Psikososyal Destek Eylem Planı uyguluyor….
Bu eylem planı başta depremden doğrudan etkilenen iller olmak üzere tüm öğrenci, öğretmen ve velilere yönelik yürütülecek psikososyal destek çalışmalarını içeriyor.
Ancak yetmez, çok daha fazlası gerekiyor…
***
Türkiye’nin her tarafından belediyelerin, ilk günkü heyecan ve motivasyonuyla bölgede çalışmalarını sürdürmesi gerçekten önemli…
Başta İstanbul olmak üzere, büyük deprem korkusunu sinesinde hisseden bütün yerel yönetimlerin bir taraftan kendi şehirlerini depreme hazırlamaya çalışırken diğer taraftan büyük acıyı unutturacak yaraları saracak bir çalışmayı paralel yürütme zorunluluğu var…
TOPLANTILAR, KONUŞMALAR ARTIK İCRAATA DÖNÜŞSÜN
Türkiye’nin seçim atmosferinde deprem gündemini unutacak veya ihmal edecek değil 1 güne, 1 saate bile tahammülü yok…
Yoksa Kahramanmaraş merkezli depremin yıkımını ve tahribatını bile mumla ararız…
***
İstanbul ve Türkiye’mizin her tarafında deprem gündemli sürekli toplantılar yapılıyor… Sabah, öğlen akşam, gün boyu, bir kaç gün üst üste…
Deprem hocaları geliyor, mimar-mühendisler, psikologlar katılıyor…
Bakanlıklardan, belediyelerden görevliler, odalardan uzmanlar, müteahhitler konuşuyor, konuşturuluyor…
Hepsi de uyarılarda bulunuyor, çözüm önerileri sunuyor…
***
İşin ilginç tarafı 99 Gölcük Depremi’nden sonra da aynı konuşmalar yapılıyordu, deprem hocaları ekran ekran dolaşıp uyarılarda bulunuyordu…
23 yıl sonra Kahramanmaraş ve 10 ili yıkan depremi, bütün yıkım ve acılarıyla yeniden yaşadık…
Şimdi de daha fazlası konuşuluyor, ancak korkuyoruz ki bunlar da sözde kalacak, sahaya yansımayacak…
***
Ne merkezi hükumet, ne de belediyeler, bir büyük depreme hazırlıklı değil. Kendileri söylüyor… Yıllarımızı heba etmişler… Kavga ekip fırtına biçmişler…
Her gün deprem korkusuyla yatıp kabusla uyanan bir halk üretmişler… Gençlerimizi bile bırakın okul-iş bulma kaygısını deprem tehlikesi yüzünden psikolojik hasta etmişler…
Bizim bir an önce onlara da güven verecek bir büyük seferberliği başlatmamız lazım…
KAVGASIZ BARIŞÇIL BİR SEÇİM KAMPANYASI LÜTFEN
Merkezi hükumet-yerel yönetimler el ele verip birlikte en büyük verimle çalışması lazım…
Artık kavgayla kaybedecek bir günümüz bile yok… Seçim gündemi yüzünden harcanacak zamana tahammülümüz yok… Tehlike kapıda çünkü…
İnsanımızda ciddi bir panik havası var…
***
Halkımız fedakardır elbette ki sabretmesini bilir, ancak bir an önce kolların sıvandığını görmek de en doğal hakları…
Belirsizlik onları, tabii ki hepimizi korkutuyor…
Milletçe çok zor ve travmatik bir dönem yaşıyoruz.
Bir taraftan gelecek deprem için endişelerimiz artarken diğer yandan mağdur vatandaşlarımız ve deprem bölgesindeki insanlar için endişeleniyoruz.
***
Yıkımın etkilediği bölgelerde fiziki olarak bulunmasak bile hepimizin aklı fikri orada.
Başta bölgedeki olmak üzere Türkiye’nin her tarafına göç etmek zorunda kalan insanların yaralarını sarmak ve onlara destek olmak mecburiyetindeyiz, kendi derdimize düşüp onları asla unutmamalıyız...
Seçim atmosferi asla sert geçmemeli, ölüm kalım savaşına dönüşmemeli, “sonra düşünürüzü aklımızdan silmeli ve deprem bölgesini asla unutmamalı…