Şu Futbol Federasyonu’nu anlamak mümkün değil. Siz ne derseniz deyin, onlar bildiğini okumaya devam ediyor…
Türkiye, yine Ramazan Bayramı’nı, eş dost akrabayla bayramlaşarak geçireceğine, 1. günden itibaren 3 gün boyunca statlarda geçirdi…
Oysa Müslüman bir ülkenin futbolunu idare eden, tamamı Müslüman, başkan ve idareciler yönetimindeki TFF, Cristmist’a, Paskalya’ya gösterdiği saygıyı, kendi dinine mensup futbolcu, teknik ekip, hakem, yönetici, gazeteci, görevli ve taraftarlardan yine esirgedi, milleti statlara mahkûm etti…Yazıklar olsun, Allah ıslah etsin…
***
Türkiye’de mübarek günlerde, özellikle de Ramazan ve Kurban bayramlarında, Kadir Gecesi’nde, futbol sezonu devam ediyor, bayramın birinci gününde bile maç oynanıyor...
HIristiyanların dini bayramlarında, Kristmıs günlerinde ülkemizde oynayan yabancı oyuncular, tatillerini yaparken, Müslüman futbolcular, ne bayramı, ne de sılairahim yapabiliyor...
***
Bayram günlerini takım kampında geçiriyor, bayramda maç yapıyor ve maç sonrası sadece bir, en fazla iki gün izin kullanabiliyor...
Ne şehir değiştirebiliyor, ne de yılda iki defa idrak ettiği bayramlarda ana-babası, eşi çocukları, ailesi, dostları ve akrabalarıyla buluşabiliyor...
Dolayısıyla, Hıristiyan futbolcular, istedikleri gibi özgürce ülkelerine gidebilirken, Türk ve Müslüman futbolcular, dini vecibeleri yerine getirmekten mahrum kalıyor...
***
Bu garabet, yerli oyuncular olmak üzere, ülkemizdeki İslam dinine mensup futbolcuları, teknik ekip ve spor elemanlarını, hatta kulüp başkanı ve idarecileri, hakemleri ve diğer görevlileri, polis teşkilatı gibi daha pek çok birimi, mağdur ediyor, haklı olarak çok büyük tepki göstermesine sebep oluyor...
Süper Lig dahil her kategoriden yükselen büyük tepkilere rağmen, Türkiye Futbol Federasyonu’nun kulaklarını tıkaması, hiç bir şey olmamış gibi davranması, tepkilerin çığ gibi büyümesine yol açıyor
Kurban Bayramı, 28 Haziran Çarşamba…Bereket lig maşlamamış olacak da hazırlık kampı dönemindeki takımlar, futbolcular hiç değilse bu bayramı ihya edebilecek…
Bari geleceği planlayın
Futbol Federasyonu’nun şimdiden kararını vermesi ve fikstürü ona göre planlaması şart.
Maç takvimleri, ne kadar erken ilan edilirse de bütün kulüpler ve de tabii ki teknik kadro, planlamasını ona göre yapacak...
Herhangi bir aksaklığa fırsat vermeden, bayramda kaybedilecek zamanı da Paskalya tatillerinde olduğu gibi telafi edecek bir düzenlemeyi de, en güzel şekilde düzene koyma imkanı olacak...
***
Osmanlı’nın çöküş döneminden beri, Tanzimat ve Meşrutiyet’le beraber başlayıp hala devam eden aşağılık kompleksi, aydınlarımızda ve yöneticilerimizin büyük kısmında hala etkisini gösteriyor…
Batılı bir değere sahip çıkmakta birbirleriyle yarışanlar, onların hassasiyetini fazlasıyla gözetenler, ne yazık ki bizim örf ve adetlerimizi, dini inancımızın gerektirdiği vecibeleri ihmal etmekte bir beis görmüyorlar...
İngiliz kadar Müslümanlara saygı lütfen
Oyunun kurallarını belirleyen Batı, bizim kendi organizasyonumuz içinde de kendi oyuncularının hukukunu koruyabiliyor, tatillerini, eğlence ve bayramlarını güvence altına alabiliyor...
Yerli oyuncu ve hocalar ise, uvertür sanatçı olarak sadece biçilen rolü oynamak zorunda kalıyorlar...
***
İşin enteresan tarafı ise, neredeyse her kesim bundan hoşnutsuz olduğu halde, seslerini yükseltemiyor, tepki koyamıyor, rol oynamaya devam ediyorlar...
Futbol Federasyonu, gayrimüslim futbolculara koyamadığı sınırlamayı, yerlilerden de esirgememeli ve bayramda liglere ara verilmelidir...
İki asra yakındır süren bu kompleksi de kırmalı, şahsiyetli bir duruş sergilemeli...
TFF, hiç değilse İngilizlerin, pek çok Batılı ülkenin Müslüman futbolculara gösterdiği saygıyı, kendi öz ülkesindeki dindaşlarından esirgemesin…
Müslüman ülke diye Türkiye’yi tercih eden Müslüman futbolculara da rezil olmayalım en azından…Türkiye olimpiyatlarda toplam 104 madalya kazandı, bunun 41’i altın, 27 gümüş, 36’sı ise bronz…
Bunun 29’u altın, 18’i gümüş, 19’u bronz olmak üzere olmak üzere tam 66’sını güreşte kazandık…
***
İşte o güreş, serbest ve grekoromende ülkemizi sırtlamaya devam ediyor…
Ve özellikle de istikrar abidesi iki dünya süperstarı öncülüğünde başarıdan başarıya koşmaya devam ediyor…
Rıza Kayaalp 12, Taha Akgül 10, Yasemin Adar Yiğit ise 6. kez Avrupa şampiyonu olma başarısı gösterdi.
***
Rıza Kayaalp, 12 Avrupa şampiyonluğu bulunan Rus Aleksandr Karelin’in rekorunu da egale etti. Gerçekten Rıza Kayaalp-Taha Akgül ikilisi, tam bir istikrar abidesi… İlk Bugün, her ikisi de ülkemize rekor madalya kazandıran tecrübeli fedakar birer pehlivan…
Bu kadar uzun süre özel hayalarından , günlük yaşamlarından, ailelerinden, sosyal hayatlarından fedakarlık yaparak sürekli salonları mesken tutmak, minderi yatak olarak kullanmak kolay bir şey değil.
***
Hırvatistan’ın başkenti Zagreb’deki organizasyonda 6 altın, 3 gümüş ve 8 bronz olmak üzere toplam 17 madalya kazanan Türkiye, geçen yıl kırdığı madalya rekorunu egale etti.
Milliler takım halinde şampiyon oldu. Şampiyonlarımızı, hocalarımızı, kulüplerimizi ve ailelerini tebrik ediyor, nice başarılar diliyoruz.
Türkiye, yine Ramazan Bayramı’nı, eş dost akrabayla bayramlaşarak geçireceğine, 1. günden itibaren 3 gün boyunca statlarda geçirdi…
Oysa Müslüman bir ülkenin futbolunu idare eden, tamamı Müslüman, başkan ve idareciler yönetimindeki TFF, Cristmist’a, Paskalya’ya gösterdiği saygıyı, kendi dinine mensup futbolcu, teknik ekip, hakem, yönetici, gazeteci, görevli ve taraftarlardan yine esirgedi, milleti statlara mahkûm etti…Yazıklar olsun, Allah ıslah etsin…
***
Türkiye’de mübarek günlerde, özellikle de Ramazan ve Kurban bayramlarında, Kadir Gecesi’nde, futbol sezonu devam ediyor, bayramın birinci gününde bile maç oynanıyor...
HIristiyanların dini bayramlarında, Kristmıs günlerinde ülkemizde oynayan yabancı oyuncular, tatillerini yaparken, Müslüman futbolcular, ne bayramı, ne de sılairahim yapabiliyor...
***
Bayram günlerini takım kampında geçiriyor, bayramda maç yapıyor ve maç sonrası sadece bir, en fazla iki gün izin kullanabiliyor...
Ne şehir değiştirebiliyor, ne de yılda iki defa idrak ettiği bayramlarda ana-babası, eşi çocukları, ailesi, dostları ve akrabalarıyla buluşabiliyor...
Dolayısıyla, Hıristiyan futbolcular, istedikleri gibi özgürce ülkelerine gidebilirken, Türk ve Müslüman futbolcular, dini vecibeleri yerine getirmekten mahrum kalıyor...
***
Bu garabet, yerli oyuncular olmak üzere, ülkemizdeki İslam dinine mensup futbolcuları, teknik ekip ve spor elemanlarını, hatta kulüp başkanı ve idarecileri, hakemleri ve diğer görevlileri, polis teşkilatı gibi daha pek çok birimi, mağdur ediyor, haklı olarak çok büyük tepki göstermesine sebep oluyor...
Süper Lig dahil her kategoriden yükselen büyük tepkilere rağmen, Türkiye Futbol Federasyonu’nun kulaklarını tıkaması, hiç bir şey olmamış gibi davranması, tepkilerin çığ gibi büyümesine yol açıyor
Kurban Bayramı, 28 Haziran Çarşamba…Bereket lig maşlamamış olacak da hazırlık kampı dönemindeki takımlar, futbolcular hiç değilse bu bayramı ihya edebilecek…
Bari geleceği planlayın
Futbol Federasyonu’nun şimdiden kararını vermesi ve fikstürü ona göre planlaması şart.
Maç takvimleri, ne kadar erken ilan edilirse de bütün kulüpler ve de tabii ki teknik kadro, planlamasını ona göre yapacak...
Herhangi bir aksaklığa fırsat vermeden, bayramda kaybedilecek zamanı da Paskalya tatillerinde olduğu gibi telafi edecek bir düzenlemeyi de, en güzel şekilde düzene koyma imkanı olacak...
***
Osmanlı’nın çöküş döneminden beri, Tanzimat ve Meşrutiyet’le beraber başlayıp hala devam eden aşağılık kompleksi, aydınlarımızda ve yöneticilerimizin büyük kısmında hala etkisini gösteriyor…
Batılı bir değere sahip çıkmakta birbirleriyle yarışanlar, onların hassasiyetini fazlasıyla gözetenler, ne yazık ki bizim örf ve adetlerimizi, dini inancımızın gerektirdiği vecibeleri ihmal etmekte bir beis görmüyorlar...
İngiliz kadar Müslümanlara saygı lütfen
Oyunun kurallarını belirleyen Batı, bizim kendi organizasyonumuz içinde de kendi oyuncularının hukukunu koruyabiliyor, tatillerini, eğlence ve bayramlarını güvence altına alabiliyor...
Yerli oyuncu ve hocalar ise, uvertür sanatçı olarak sadece biçilen rolü oynamak zorunda kalıyorlar...
***
İşin enteresan tarafı ise, neredeyse her kesim bundan hoşnutsuz olduğu halde, seslerini yükseltemiyor, tepki koyamıyor, rol oynamaya devam ediyorlar...
Futbol Federasyonu, gayrimüslim futbolculara koyamadığı sınırlamayı, yerlilerden de esirgememeli ve bayramda liglere ara verilmelidir...
İki asra yakındır süren bu kompleksi de kırmalı, şahsiyetli bir duruş sergilemeli...
TFF, hiç değilse İngilizlerin, pek çok Batılı ülkenin Müslüman futbolculara gösterdiği saygıyı, kendi öz ülkesindeki dindaşlarından esirgemesin…
Müslüman ülke diye Türkiye’yi tercih eden Müslüman futbolculara da rezil olmayalım en azından…Türkiye olimpiyatlarda toplam 104 madalya kazandı, bunun 41’i altın, 27 gümüş, 36’sı ise bronz…
Bunun 29’u altın, 18’i gümüş, 19’u bronz olmak üzere olmak üzere tam 66’sını güreşte kazandık…
***
İşte o güreş, serbest ve grekoromende ülkemizi sırtlamaya devam ediyor…
Ve özellikle de istikrar abidesi iki dünya süperstarı öncülüğünde başarıdan başarıya koşmaya devam ediyor…
Rıza Kayaalp 12, Taha Akgül 10, Yasemin Adar Yiğit ise 6. kez Avrupa şampiyonu olma başarısı gösterdi.
***
Rıza Kayaalp, 12 Avrupa şampiyonluğu bulunan Rus Aleksandr Karelin’in rekorunu da egale etti. Gerçekten Rıza Kayaalp-Taha Akgül ikilisi, tam bir istikrar abidesi… İlk Bugün, her ikisi de ülkemize rekor madalya kazandıran tecrübeli fedakar birer pehlivan…
Bu kadar uzun süre özel hayalarından , günlük yaşamlarından, ailelerinden, sosyal hayatlarından fedakarlık yaparak sürekli salonları mesken tutmak, minderi yatak olarak kullanmak kolay bir şey değil.
***
Hırvatistan’ın başkenti Zagreb’deki organizasyonda 6 altın, 3 gümüş ve 8 bronz olmak üzere toplam 17 madalya kazanan Türkiye, geçen yıl kırdığı madalya rekorunu egale etti.
Milliler takım halinde şampiyon oldu. Şampiyonlarımızı, hocalarımızı, kulüplerimizi ve ailelerini tebrik ediyor, nice başarılar diliyoruz.