ŞENOL GÜNEŞ’TE MONACO DESTANI !
Kamil ANAHAR
Monaco maçı Trabzonspor açısından Avrupa’da ‘ Ya devam’ ‘Ya da tamam’ maçıydı. 21 yıl önce Hüseyin Avni Aker’de Fransız ekiplerinden Lyon’u 4-1’lik bir skorla çimlere gömen Bordo-Mavililer, acaba ilk maçta 3-1 yenildikleri maçın rövanşında ne yapacaktı ?
Akyazı Şenol Güneş’in tribünlerinde yer yer boşluklar vardı. Avrupa’da ve Süper Lig’de alınan beklenmeyen skorlar Trabzonspor seyircisini küstürmüştü biraz. Stada gelirken Beşirli’den itibaren yurdum. Eski maçlara göre ilgi yoktu.
90 dakika başladı ancak Trabzonspor’un kalesinde Monaco pozisyonları yüreğimizi ağzımıza getirdi. Kaptanımız, milli kalecimiz Uğurcan, Fransız oyuncuların gollük sutlarını kornere çelerek Trabzonspor’a hem rahat nefes aldırdı hem de özguven getırdi.
İlk yarının 30. Dakikasından sonra Trabzonspor, sahneye çıktı. Orta sahada Hamsik ve Gbamin, savunmada Denswil, ve forvetin arkasında görev yapan Bakasetas yıldızlaştı. Gbamin, Monaco maçın gizli yıldızıydı. Trabzonspor’a karşı fiziksel üstünlüleri olan Fransızlara karşı müthiş oynayan Gbamin, bire birde top kazandı. Rakibin geçişlerine izin vermedi. Uzun ters toplarla Trabzonspor’un başlattığı atakların başlangıcın mimarıydı.
Belki jeneriklere sahne olan golle ilk yarıyı 1-0 önde tamamlayan Bordo-Mavililer, Hüseyin Türkmen’ın yerine oyuna giren Vıtor Hugo’un kafa golüyle ikinci yarının hemen başında iki farklı öne geçti. Bu golde sonra Monaco’un gardı düştü. Fırtına, oyunun hâkimiyetini eline aldı. İki güzel gol daha buldu.
Avcı’nın oyuncu değişikleri yerindeydi. Hüseyin’i sağbekten alması neden doğruydu ? Türkmen, ilk 45 dakikada kötü oynamadı. Strateji bir değişimdi bana göre. Çünkü Fransızlar arka direklere orta atıyorlardı. Avcı, Bartra’yı Hüseyin Türkmen’in yerine monte ederken, Vıtor Hugo-Denswill stoper olarak görev yaptı. Vitor başta olmak üzere tüm savunma rakibine iyi bastı, Trabzonspor’un kalesine kolay kolay dönmesine izin vermedi, gerekırse de faul yaptılar. Böylece Trabzonspor’a göbekte yüklenmek isteyen Fransız ekibin oyuncularına ilk topları kazandırmadılar.
Bordo-Mavililer, Monaco’yu koşturup yordu ve oyunun geniş alana yayınca istediğini almasını bildi. Abdullah Avcı’nın Hamsik’i çıkarıp orta sahaya itici güç olarak aldığı Siopis 60’dan sonra sahanın her yerindeydi. Demek ki bu çılgın Yunan futbolcusunun oynayacagı durum az çok netleşti. Fırtına, ilk 11’den tutun da sonradan oyuna girenlere can siper hane mücadele verdiler.
Burada Pazar günü Beşiktaş maçı da çok önemli. Türk takımların Avrupa’da ‘Şov’ yapması futbolumuz açısından da mutlu bir geceydı.
Kamil ANAHAR
Monaco maçı Trabzonspor açısından Avrupa’da ‘ Ya devam’ ‘Ya da tamam’ maçıydı. 21 yıl önce Hüseyin Avni Aker’de Fransız ekiplerinden Lyon’u 4-1’lik bir skorla çimlere gömen Bordo-Mavililer, acaba ilk maçta 3-1 yenildikleri maçın rövanşında ne yapacaktı ?
Akyazı Şenol Güneş’in tribünlerinde yer yer boşluklar vardı. Avrupa’da ve Süper Lig’de alınan beklenmeyen skorlar Trabzonspor seyircisini küstürmüştü biraz. Stada gelirken Beşirli’den itibaren yurdum. Eski maçlara göre ilgi yoktu.
90 dakika başladı ancak Trabzonspor’un kalesinde Monaco pozisyonları yüreğimizi ağzımıza getirdi. Kaptanımız, milli kalecimiz Uğurcan, Fransız oyuncuların gollük sutlarını kornere çelerek Trabzonspor’a hem rahat nefes aldırdı hem de özguven getırdi.
İlk yarının 30. Dakikasından sonra Trabzonspor, sahneye çıktı. Orta sahada Hamsik ve Gbamin, savunmada Denswil, ve forvetin arkasında görev yapan Bakasetas yıldızlaştı. Gbamin, Monaco maçın gizli yıldızıydı. Trabzonspor’a karşı fiziksel üstünlüleri olan Fransızlara karşı müthiş oynayan Gbamin, bire birde top kazandı. Rakibin geçişlerine izin vermedi. Uzun ters toplarla Trabzonspor’un başlattığı atakların başlangıcın mimarıydı.
Belki jeneriklere sahne olan golle ilk yarıyı 1-0 önde tamamlayan Bordo-Mavililer, Hüseyin Türkmen’ın yerine oyuna giren Vıtor Hugo’un kafa golüyle ikinci yarının hemen başında iki farklı öne geçti. Bu golde sonra Monaco’un gardı düştü. Fırtına, oyunun hâkimiyetini eline aldı. İki güzel gol daha buldu.
Avcı’nın oyuncu değişikleri yerindeydi. Hüseyin’i sağbekten alması neden doğruydu ? Türkmen, ilk 45 dakikada kötü oynamadı. Strateji bir değişimdi bana göre. Çünkü Fransızlar arka direklere orta atıyorlardı. Avcı, Bartra’yı Hüseyin Türkmen’in yerine monte ederken, Vıtor Hugo-Denswill stoper olarak görev yaptı. Vitor başta olmak üzere tüm savunma rakibine iyi bastı, Trabzonspor’un kalesine kolay kolay dönmesine izin vermedi, gerekırse de faul yaptılar. Böylece Trabzonspor’a göbekte yüklenmek isteyen Fransız ekibin oyuncularına ilk topları kazandırmadılar.
Bordo-Mavililer, Monaco’yu koşturup yordu ve oyunun geniş alana yayınca istediğini almasını bildi. Abdullah Avcı’nın Hamsik’i çıkarıp orta sahaya itici güç olarak aldığı Siopis 60’dan sonra sahanın her yerindeydi. Demek ki bu çılgın Yunan futbolcusunun oynayacagı durum az çok netleşti. Fırtına, ilk 11’den tutun da sonradan oyuna girenlere can siper hane mücadele verdiler.
Burada Pazar günü Beşiktaş maçı da çok önemli. Türk takımların Avrupa’da ‘Şov’ yapması futbolumuz açısından da mutlu bir geceydı.