Geçtiğimiz sezonu şampiyon tamamlayıp dünyada çok konuşulan bir kutlama yapan Trabzonspor, eski günlerini aratıyor… Haliyle camiada da büyük bir infial var…
Çünkü Bordo Mavililer, geçtiğimiz yıl, 17 maçta 13 galibiyet, 3 beraberlik ve tek mağlubiyetle ilk 17 haftayı 42 puanla lider tamamlamıştı…
En yakın rakibi 33 puanlı Konyaspor’un önünde 6 puan farkla öndeydi…
***
G.Saray’ın 39 puanla ilk sırada olduğu bu sezonda ise 10 puan geride, 29 puanla 6. sırada yeralıyor…
17 maçta 8 galibiyet, 5 beraberlik, 4 yenilgisi var…Üstelik geçtiğimiz yıl averajı 29’ken bu sezon sıfır averajı var… 25 gol atıp, 25 yemiş…
Evet ortada bir hayalkırıklığı olduğu kesin… Üstelik çok büyük paralar harcanıp çok sayıda oyuncuyla kadro da takviye edilmişti…
Çünkü Şampiyonlar Ligi’nde de iyi sonuçlar bekleniyordu. Kopenhag hezimeti, sonra UEFA Ligi’nde tutunamayış ve Konferans Ligi’nde devam, hiç de tatmin edici olmadı…
***
Şampiyonlukta takımın başında büyük emeği olan Abdullah Avcı, gidişattan kendisini sorumlu tutarak istifa sinyali verince taraftarın büyük kısmı sahip çıktı…
Tabii şampiyonluğa alışan taraftar da en ufak bir tökezlemede hemen sorgulamaya, hatta yargılamaya başlar…
ABDULLAH HOCA’YLA DEVAM, DOĞRU KARAR
Abdullah Hoca da tabii ki bundan etkilendi… Yıllar sonra alınan şampiyonluk kupasından sonra kazandığınız prestij unutulabiliyor ve hemen eleştiri okları size yönelebiliyor…
***
Ne yazık ki günlük yaşayan spor camiasında bu sabırsızlık her zaman var… Abdullah Avcı’nın dışında daha nice büyük hocalar bu akıbeti yaşadı…
Avrupa biraz daha farklı bu konuda, istikrarı korumada ve değerlerine sahip çıkmada daha anlayışlı…
Türkiye’de böyle değil… Anında kaygan zeminin azizliğine uğrayabilirsiniz…
***
F.Bahçe’nin fark ortaya koyan hocası ve kısa zamanda sadece Sarı-Lacıvertli camianın değil, bütün Türkiye’nin takdir ettiği Jorge Jesus’a bile kaybedilen G.Saray maçından sonra “Küçük maçların büyük hocası” yargısı yapıldı…
Ancak Trabzonspor taraftarının büyük kısmı haklı olarak hocasına sahip çıktı… Yönetim de, hocayla görüştükten sonra devam kararı aldı, doğrusunu yaptı…
***
Aslında her takımın yaşadığı, yaşayabileceği bir gerçeği Trabzonspor da yaşıyor… Her zaferden sonra bir hezimet yaşamak kaçınılmaz olabiliyor..
Dünya şampiyonları Almanya, Brezilya, Arjantin, Fransa gibi pek çok ülke bu gerçeklerle yüzleşti. Çok sayıda kulüp takımı da bunlardan nasibini aldı…
***
Seri şampiyonluklar yaşayan kulüpler de oldu… Ancak bu çok ekstrem bir durumdur…
Bayern Münih, Real Madrid, Barcelona gibi… İngiltere’de bir veya bir kaç yıl bu başarı…
Türkiye’de genelde 2 yıl, çoğu defa da az, tek sezon…
***
Kuşkusuz Trabzonspor yıllarca çok büyük yıkım yaşadı… Şike süreci, 2 defa 82 puan topladığı halde şampiyonluktan mahrum kalması camiayı çok küstürdü…
Geçtiğimiz sezonki şampiyonluk büyük moral kaynağı oldu ve gelecek için de ümit aşıladı... Özgüven yükseldi, taraftar yeniden tribünleri doldurdu….
Tam beklentiler çok yükselmişken, hem de iddialı transferler yapılmışken beklenmedik sonuçlar moralleri bozdu… Sabırsız camiada da sesler yükselmeye başladı…
***
Futbol bunun için futbol, her türlü sonuca açık.. Bunu böyle kabul etmek ve sabretmek gerek… Mutlaka toparlanma olacaktır…
Elbette karamsarlığa gerek yok, paniğe hacet yok, devir birlik devri ve kenetlenme zamanı...
Hoca ve futbolculara güven vermek, yaraları sarıp yeniden hedefe kilitlenmek gerekiyor…
DAHA ÇOK ŞEY DEĞİŞEBİLİR
Henüz kaybedilen bir şey yok… Daha ligin ortası bile değil… 10 puan elbette ki büyük fark ama kapatılmayacak kadar değil…
Sezon başındaki G.Saray’ı düşünün, çok geride kalmıştı, homurdanmalar başlamış, Okan Hoca’ya güvensizlik belirmişti… Ancak zaman en doğru ilaç oldu…
O G.Saray şimdi 4 puanla F.Bahçe’nin önünde ve her şey sütliman oldu… Trabzonspor da, niye aynı yoldan gitmesin…
***
Esasında Trabzonspor’un başka sorunları var… Şampiyonlukları kalıcılığa çevirebilmek için gelir getirici ve borçlarını ödetici büyük projelere ihtiyacı var…
Büyük futbolcu fabrikasını kurup işletmek ve harıl harıl çalıştırmak mecburiyeti var…
Şenol Güneş Spor Kompleksi’nde ve il içinde ve dışında planlanan bütün projeler hayata geçirilmeden mali yapı düzelmez...
Disneyland’ı, oteli, restoranları, kafeleri, evlendirme daireleri, stadın ve müzenin pazarlanması, isim hakkı ve diğer sponsorluk gelirlerinin büyük kulüplere yaraşır bir seviyeye gelmesi ve bunun için de sürekli şampiyonluk havasının yaşanması gerek…
TRABZONSPOR NEDEN DÜNYA KULÜBÜ OLMASIN?
Günlük politikalar ve popülist söylemler yerine, şehirde, yurt içi ve yurt dışında yaşayan bütün Trabzonlular’ı bir araya getirecek ve güçbirliği yapmalarını sağlayacak bir organizasyona ihtiyaç var...
Bugüne kadar, Trabzonspor efsanesini bugünlere getirenlerden, bazıları rahmetlik olsa da pek çok sporadamı, hoca ve futbolcu hayatta...
Yöneticilerin alasını yetiştirmiş, hocaların efsaneleriyle Türk futbolunu kalkındırmış, futbolcunun kralını yetiştirmiş topraklar, hele de şampiyonluk coşkusundan sonra daha iyisini başarmak zorunda…...
***
Trabzonspor’un mali tablosu da düzeltilir, yeniden şampiyonluklara ipotek koyması sağlanabilir...
Yeter ki, çok zor olmayan ve hemen yanı başınızdaki gerçeklere dönün... O zaman da günlük başarılar yerine, “Trabzonspor, nasıl dünya kulübü olur?”un planları yapılır...
***
Trabzon ve Türkiye, büyük sıçramayı, başarırsa, pek çok zafere şahit olacak...
Trabzon Rio sahilleriyle, Türkiye de Brezilya’yla yarışacak.. Hem mali kaynak burada, hem de saha sonuçlarının garantisi...
Yeter ki, Trabzon’da bütünleşme sağlansın, camia kenetlensin...
Çünkü Bordo Mavililer, geçtiğimiz yıl, 17 maçta 13 galibiyet, 3 beraberlik ve tek mağlubiyetle ilk 17 haftayı 42 puanla lider tamamlamıştı…
En yakın rakibi 33 puanlı Konyaspor’un önünde 6 puan farkla öndeydi…
***
G.Saray’ın 39 puanla ilk sırada olduğu bu sezonda ise 10 puan geride, 29 puanla 6. sırada yeralıyor…
17 maçta 8 galibiyet, 5 beraberlik, 4 yenilgisi var…Üstelik geçtiğimiz yıl averajı 29’ken bu sezon sıfır averajı var… 25 gol atıp, 25 yemiş…
Evet ortada bir hayalkırıklığı olduğu kesin… Üstelik çok büyük paralar harcanıp çok sayıda oyuncuyla kadro da takviye edilmişti…
Çünkü Şampiyonlar Ligi’nde de iyi sonuçlar bekleniyordu. Kopenhag hezimeti, sonra UEFA Ligi’nde tutunamayış ve Konferans Ligi’nde devam, hiç de tatmin edici olmadı…
***
Şampiyonlukta takımın başında büyük emeği olan Abdullah Avcı, gidişattan kendisini sorumlu tutarak istifa sinyali verince taraftarın büyük kısmı sahip çıktı…
Tabii şampiyonluğa alışan taraftar da en ufak bir tökezlemede hemen sorgulamaya, hatta yargılamaya başlar…
ABDULLAH HOCA’YLA DEVAM, DOĞRU KARAR
Abdullah Hoca da tabii ki bundan etkilendi… Yıllar sonra alınan şampiyonluk kupasından sonra kazandığınız prestij unutulabiliyor ve hemen eleştiri okları size yönelebiliyor…
***
Ne yazık ki günlük yaşayan spor camiasında bu sabırsızlık her zaman var… Abdullah Avcı’nın dışında daha nice büyük hocalar bu akıbeti yaşadı…
Avrupa biraz daha farklı bu konuda, istikrarı korumada ve değerlerine sahip çıkmada daha anlayışlı…
Türkiye’de böyle değil… Anında kaygan zeminin azizliğine uğrayabilirsiniz…
***
F.Bahçe’nin fark ortaya koyan hocası ve kısa zamanda sadece Sarı-Lacıvertli camianın değil, bütün Türkiye’nin takdir ettiği Jorge Jesus’a bile kaybedilen G.Saray maçından sonra “Küçük maçların büyük hocası” yargısı yapıldı…
Ancak Trabzonspor taraftarının büyük kısmı haklı olarak hocasına sahip çıktı… Yönetim de, hocayla görüştükten sonra devam kararı aldı, doğrusunu yaptı…
***
Aslında her takımın yaşadığı, yaşayabileceği bir gerçeği Trabzonspor da yaşıyor… Her zaferden sonra bir hezimet yaşamak kaçınılmaz olabiliyor..
Dünya şampiyonları Almanya, Brezilya, Arjantin, Fransa gibi pek çok ülke bu gerçeklerle yüzleşti. Çok sayıda kulüp takımı da bunlardan nasibini aldı…
***
Seri şampiyonluklar yaşayan kulüpler de oldu… Ancak bu çok ekstrem bir durumdur…
Bayern Münih, Real Madrid, Barcelona gibi… İngiltere’de bir veya bir kaç yıl bu başarı…
Türkiye’de genelde 2 yıl, çoğu defa da az, tek sezon…
***
Kuşkusuz Trabzonspor yıllarca çok büyük yıkım yaşadı… Şike süreci, 2 defa 82 puan topladığı halde şampiyonluktan mahrum kalması camiayı çok küstürdü…
Geçtiğimiz sezonki şampiyonluk büyük moral kaynağı oldu ve gelecek için de ümit aşıladı... Özgüven yükseldi, taraftar yeniden tribünleri doldurdu….
Tam beklentiler çok yükselmişken, hem de iddialı transferler yapılmışken beklenmedik sonuçlar moralleri bozdu… Sabırsız camiada da sesler yükselmeye başladı…
***
Futbol bunun için futbol, her türlü sonuca açık.. Bunu böyle kabul etmek ve sabretmek gerek… Mutlaka toparlanma olacaktır…
Elbette karamsarlığa gerek yok, paniğe hacet yok, devir birlik devri ve kenetlenme zamanı...
Hoca ve futbolculara güven vermek, yaraları sarıp yeniden hedefe kilitlenmek gerekiyor…
DAHA ÇOK ŞEY DEĞİŞEBİLİR
Henüz kaybedilen bir şey yok… Daha ligin ortası bile değil… 10 puan elbette ki büyük fark ama kapatılmayacak kadar değil…
Sezon başındaki G.Saray’ı düşünün, çok geride kalmıştı, homurdanmalar başlamış, Okan Hoca’ya güvensizlik belirmişti… Ancak zaman en doğru ilaç oldu…
O G.Saray şimdi 4 puanla F.Bahçe’nin önünde ve her şey sütliman oldu… Trabzonspor da, niye aynı yoldan gitmesin…
***
Esasında Trabzonspor’un başka sorunları var… Şampiyonlukları kalıcılığa çevirebilmek için gelir getirici ve borçlarını ödetici büyük projelere ihtiyacı var…
Büyük futbolcu fabrikasını kurup işletmek ve harıl harıl çalıştırmak mecburiyeti var…
Şenol Güneş Spor Kompleksi’nde ve il içinde ve dışında planlanan bütün projeler hayata geçirilmeden mali yapı düzelmez...
Disneyland’ı, oteli, restoranları, kafeleri, evlendirme daireleri, stadın ve müzenin pazarlanması, isim hakkı ve diğer sponsorluk gelirlerinin büyük kulüplere yaraşır bir seviyeye gelmesi ve bunun için de sürekli şampiyonluk havasının yaşanması gerek…
TRABZONSPOR NEDEN DÜNYA KULÜBÜ OLMASIN?
Günlük politikalar ve popülist söylemler yerine, şehirde, yurt içi ve yurt dışında yaşayan bütün Trabzonlular’ı bir araya getirecek ve güçbirliği yapmalarını sağlayacak bir organizasyona ihtiyaç var...
Bugüne kadar, Trabzonspor efsanesini bugünlere getirenlerden, bazıları rahmetlik olsa da pek çok sporadamı, hoca ve futbolcu hayatta...
Yöneticilerin alasını yetiştirmiş, hocaların efsaneleriyle Türk futbolunu kalkındırmış, futbolcunun kralını yetiştirmiş topraklar, hele de şampiyonluk coşkusundan sonra daha iyisini başarmak zorunda…...
***
Trabzonspor’un mali tablosu da düzeltilir, yeniden şampiyonluklara ipotek koyması sağlanabilir...
Yeter ki, çok zor olmayan ve hemen yanı başınızdaki gerçeklere dönün... O zaman da günlük başarılar yerine, “Trabzonspor, nasıl dünya kulübü olur?”un planları yapılır...
***
Trabzon ve Türkiye, büyük sıçramayı, başarırsa, pek çok zafere şahit olacak...
Trabzon Rio sahilleriyle, Türkiye de Brezilya’yla yarışacak.. Hem mali kaynak burada, hem de saha sonuçlarının garantisi...
Yeter ki, Trabzon’da bütünleşme sağlansın, camia kenetlensin...