Mersin'in Toroslar ilçesinde yaşayan üniversite mezunu Yörük kızı, alışmakta zorlandığı kent yaşamını bırakıp ailesinin yanına yerleşerek hem baba mesleği hayvancılığı sürdürüyor hem de sosyal medya aracılığıyla kültürlerinin tanıtımını yapıyor.
Hacgediği Mahallesi'nde yaşayan 25 yaşındaki Yörük kızı Ayşe Erden, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Yönetim Bilişimleri Bölümünden mezun olduktan sonra alışmakta zorluk çektiği kent yaşamını bırakıp ailesiyle yaşamaya karar verdi.
Burada babasının yardımıyla hayvancılığı öğrenen Erden, belli bir süre geçtikten sonra ailesinin gelir kaynağı olan işin büyük kısmını yapmaya başlayarak ev ekonomisine katkı sunmaya başladı.
Gününün büyük bölümünü baba mesleğine ayıran Erden, sabahın erken saatlerinde mesaisine başlıyor. İlk olarak ev işleriyle ilgilenen Erden daha sonra hayvanlarının bakım ve temizliğiyle ilgileniyor.
Daha sonra keçi ve koyunlarla zorlu bir yola çıkan Erden, dağ, tepe dinlemeden hayvanlarını otlatıyor. Otlatma bittikten sonra sürüsüyle evine dönen Erden, burada kendisini bekleyen oğlakların bakımını gerçekleştiriyor.
Gün içerisinde hayvanları besleyen yeri geldiğinde süt sağan Yörük kızı, gözü gibi baktığı hayvanlarla doğada huzurlu bir yaşam sürerken ailesine destekte bulunmanın gururunu yaşıyor.
Boş vakitlerinde de hem günlük işlerine hem de kültürlerine yönelik videolar çekerek sosyal medyada Yörük yaşamını tanıtan Erden, ileride hayalini kurduğu "Ekolojik Çiftliği" kurmak için çalışmalarını yoğun şekilde sürdürüyor.
Ayşe Erden, AA muhabirine, Yörük kültürüyle büyüdüğünü ve üniversite eğitimi için 5 yıl Osmaniye'de kaldığını söyledi.
Üniversite okurken akademisyenlik düşündüğünü dile getiren Erden, süreç içerisinde okuduğu bölümün kendisini tatmin etmediğini ifade etti.
Çalışmayı ve üretmeyi çok sevdiğini aktaran Erden, "Tarım çocuğu olduğum için bilgisayar ve bilişim biraz bana uzak kaldı. Kendimle bütünleştiremedim. O yüzden akademik kariyer hedefledim. Sonuçta ben okula emek vermiştim. Sonra köye dönünce buraya ait ve mutlu olduğumu hissettim. Burada kalmaya karar verdim. Ait olduğum yer burası ve burada mutluyum." diye konuştu.
Erden, gönül vererek hayvancılıkla uğraştığını aktararak, şöyle devam etti:
"İşimizin zor yanları var. Bu işi sevmek ve gönül vermek önemli. Ben gönül verenlerdenim. İdolüm babam. O nasıl mutlu oluyorsa bende bu işle mutlu oluyorum. O yüzden zorlukları çok gözümü korkutmuyor. Buraya gelmekten dolayı pişman olmadım. Elimde imkan var çünkü üniversitemi yarım bırakmadım, diplomamı aldım. Yüksek lisans için sınavlara da girdim ama sonra burayı bırakıp oraya geri dönmek istemedim. Şehir hayatı beni mutlu etmiyordu. Bir işe başlamak için deneyim gerekiyordu. Okuduğum bölümle ilgili staj da yaptım. Stajda bir ay boyunca işe güneş doğuyor giriyordum güneş batıyor çıkıyordum. 'Böyle bir hayat olmaz' dedim ve bu beni tatmin etmedi. Bu yüzden okuduğum bölümle ilgili işi bıraktım."
Hayvancılıkla uğraşmanın oldukça zevkli olduğunu dile getiren Erden, doğayla iç içe bir yaşamın kendisine huzur verdiğini dile getirdi.
İşinin zorluğuna aldırış etmeden çalışmalarına devam ettiğini aktaran Erden, "Zor bir meslek ama ben her zorluğu aştığımda zirveye ulaşmış gibi hissediyorum bu da bana mutluluk veriyor. Daha güçlü hissediyorum ve kendime inancım artıyor. Bu mesleği yaparken beni zorlayan şey işin zorluğu değil. Çünkü ben kendime inanıyorum ve yapıyorum. Seviyorum, zorluklarıyla kabul ettim." ifadelerini kullandı.
Erden, kendi geliştirecek aktivitelere de zaman ayırdığını belirterek, boş zamanlarını verimli bir şekilde kullandığını aktardı.
Yörük kültürünü daha geniş çevreye tanıtmak için sosyal medya hesabından paylaşımlarda bulunduğunu aktaran Erden, "Kültürümüz gelecek nesillere aktarılsın diye sosyal medya hesabı açtım. Bu hesapta hem günlük işlerimi hem de kültürümüzü yansıtan içerikler paylaşıyorum. Bazen yemek oluyor bazen anılarımız, günlük işlerimizi paylaşıyorum. Geri dönüşler oldukça iyi. Bu beni mutlu ediyor." diye konuştu.
İlerleyen yıllarda kendi işini kurmayı hedeflediğini anlatan Erden, şunları kaydetti:
"Kendi markamı oluşturmak, organik ürünleri insanlara ulaştırmak ve daha sonraki aşamada kendi ekolojik çiftliğimi kurmak istiyorum. İnsanları hem doğayla tanıştırmak hem de hayvanlarla iç içe olabilecekleri bir ortam sunmayı hedefliyorum. 'Bu işe nasıl karar verdin?', 'Neden bu işi tercih etti?', Okudun neden bu işi yapıyorsun?' gibisinden birçok soruyla karşılaşıyorum. İnsan mutlu olduğu yerde kalmalı çünkü bu şekilde verimli olabilir. Kendim ekiyorum, topluyorum. Her şeyi kendim yapıyorum. Ekolojik çiftliğimi kurarak insanlara ve ülkeme katkı sağlamak istiyorum. İstiyorum ki her çocuk toprağa dokunsun, bir bitkinin nasıl yetiştiğini görsün, bir hayvanın doğumuna şahit olsun."
Hacgediği Mahallesi'nde yaşayan 25 yaşındaki Yörük kızı Ayşe Erden, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Yönetim Bilişimleri Bölümünden mezun olduktan sonra alışmakta zorluk çektiği kent yaşamını bırakıp ailesiyle yaşamaya karar verdi.
Burada babasının yardımıyla hayvancılığı öğrenen Erden, belli bir süre geçtikten sonra ailesinin gelir kaynağı olan işin büyük kısmını yapmaya başlayarak ev ekonomisine katkı sunmaya başladı.
Gününün büyük bölümünü baba mesleğine ayıran Erden, sabahın erken saatlerinde mesaisine başlıyor. İlk olarak ev işleriyle ilgilenen Erden daha sonra hayvanlarının bakım ve temizliğiyle ilgileniyor.
Daha sonra keçi ve koyunlarla zorlu bir yola çıkan Erden, dağ, tepe dinlemeden hayvanlarını otlatıyor. Otlatma bittikten sonra sürüsüyle evine dönen Erden, burada kendisini bekleyen oğlakların bakımını gerçekleştiriyor.
Gün içerisinde hayvanları besleyen yeri geldiğinde süt sağan Yörük kızı, gözü gibi baktığı hayvanlarla doğada huzurlu bir yaşam sürerken ailesine destekte bulunmanın gururunu yaşıyor.
Boş vakitlerinde de hem günlük işlerine hem de kültürlerine yönelik videolar çekerek sosyal medyada Yörük yaşamını tanıtan Erden, ileride hayalini kurduğu "Ekolojik Çiftliği" kurmak için çalışmalarını yoğun şekilde sürdürüyor.
Ayşe Erden, AA muhabirine, Yörük kültürüyle büyüdüğünü ve üniversite eğitimi için 5 yıl Osmaniye'de kaldığını söyledi.
Üniversite okurken akademisyenlik düşündüğünü dile getiren Erden, süreç içerisinde okuduğu bölümün kendisini tatmin etmediğini ifade etti.
Çalışmayı ve üretmeyi çok sevdiğini aktaran Erden, "Tarım çocuğu olduğum için bilgisayar ve bilişim biraz bana uzak kaldı. Kendimle bütünleştiremedim. O yüzden akademik kariyer hedefledim. Sonuçta ben okula emek vermiştim. Sonra köye dönünce buraya ait ve mutlu olduğumu hissettim. Burada kalmaya karar verdim. Ait olduğum yer burası ve burada mutluyum." diye konuştu.
Erden, gönül vererek hayvancılıkla uğraştığını aktararak, şöyle devam etti:
"İşimizin zor yanları var. Bu işi sevmek ve gönül vermek önemli. Ben gönül verenlerdenim. İdolüm babam. O nasıl mutlu oluyorsa bende bu işle mutlu oluyorum. O yüzden zorlukları çok gözümü korkutmuyor. Buraya gelmekten dolayı pişman olmadım. Elimde imkan var çünkü üniversitemi yarım bırakmadım, diplomamı aldım. Yüksek lisans için sınavlara da girdim ama sonra burayı bırakıp oraya geri dönmek istemedim. Şehir hayatı beni mutlu etmiyordu. Bir işe başlamak için deneyim gerekiyordu. Okuduğum bölümle ilgili staj da yaptım. Stajda bir ay boyunca işe güneş doğuyor giriyordum güneş batıyor çıkıyordum. 'Böyle bir hayat olmaz' dedim ve bu beni tatmin etmedi. Bu yüzden okuduğum bölümle ilgili işi bıraktım."
Hayvancılıkla uğraşmanın oldukça zevkli olduğunu dile getiren Erden, doğayla iç içe bir yaşamın kendisine huzur verdiğini dile getirdi.
İşinin zorluğuna aldırış etmeden çalışmalarına devam ettiğini aktaran Erden, "Zor bir meslek ama ben her zorluğu aştığımda zirveye ulaşmış gibi hissediyorum bu da bana mutluluk veriyor. Daha güçlü hissediyorum ve kendime inancım artıyor. Bu mesleği yaparken beni zorlayan şey işin zorluğu değil. Çünkü ben kendime inanıyorum ve yapıyorum. Seviyorum, zorluklarıyla kabul ettim." ifadelerini kullandı.
Erden, kendi geliştirecek aktivitelere de zaman ayırdığını belirterek, boş zamanlarını verimli bir şekilde kullandığını aktardı.
Yörük kültürünü daha geniş çevreye tanıtmak için sosyal medya hesabından paylaşımlarda bulunduğunu aktaran Erden, "Kültürümüz gelecek nesillere aktarılsın diye sosyal medya hesabı açtım. Bu hesapta hem günlük işlerimi hem de kültürümüzü yansıtan içerikler paylaşıyorum. Bazen yemek oluyor bazen anılarımız, günlük işlerimizi paylaşıyorum. Geri dönüşler oldukça iyi. Bu beni mutlu ediyor." diye konuştu.
İlerleyen yıllarda kendi işini kurmayı hedeflediğini anlatan Erden, şunları kaydetti:
"Kendi markamı oluşturmak, organik ürünleri insanlara ulaştırmak ve daha sonraki aşamada kendi ekolojik çiftliğimi kurmak istiyorum. İnsanları hem doğayla tanıştırmak hem de hayvanlarla iç içe olabilecekleri bir ortam sunmayı hedefliyorum. 'Bu işe nasıl karar verdin?', 'Neden bu işi tercih etti?', Okudun neden bu işi yapıyorsun?' gibisinden birçok soruyla karşılaşıyorum. İnsan mutlu olduğu yerde kalmalı çünkü bu şekilde verimli olabilir. Kendim ekiyorum, topluyorum. Her şeyi kendim yapıyorum. Ekolojik çiftliğimi kurarak insanlara ve ülkeme katkı sağlamak istiyorum. İstiyorum ki her çocuk toprağa dokunsun, bir bitkinin nasıl yetiştiğini görsün, bir hayvanın doğumuna şahit olsun."